Page 258 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 258

YİRMİALTINCI LEM’A                                                                                                     261


          Çünki  haricinde,  tek  başıyla  yüzer  alâkadar  memurların  tahakkümlerini
          çekmeğe mukabil, hapiste yüzer mahpuslarla beraber yalnız müdür ve baş-
          gardiyan gibi bir-iki zâtın, maslahata binaen hafif tahakkümlerini çekmeğe
          mecbur olur. Ona mukabil, hapiste çok dostlardan kardeşane taltifler, tesel-
          liler  görür.  Hem  İslâmiyet  Şefkati  ve  İnsaniyet  Fıtratı,  bu  vaziyette
          ihtiyarlara  merhamete  gelmesi,  hapis  zahmetini  Rahmete  çeviriyor  diye,
          hapse  razı oldum. Bu üçüncü  mahkemeye geldiğim  sırada  za'fiyet ve ihti-
          yarlık ve  rahatsızlıktan  ayakta durmağa sıkıldığımdan, mahkeme kapısının
          haricinde bir iskemlede oturdum. Birden bir hâkim geldi, hiddet etti, "Neden
          ayakta  beklemiyor?"  ihanetkârane  dedi.  Ben  de  ihtiyarlık  cihetinden,  bu
          merhametsizliğe  kızdım.  Birden  baktım;  pek  çok  Müslümanlar,  Kemal-i
          Şefkat  ve  Uhuvvetle  merhametkârane  bakıp  etrafımızda  toplanmışlar,
          dağıtılmıyorlar. Birden "iki Hakikat" ihtar edildi:

                 Birincisi:  Benim  ve  Nurların  gizli  düşmanlarımız,  benim  isteme-
          diğim halde  hakkımdaki teveccüh-ü  âmmeyi  kırmak  ile  Nur'un  Fütuhatına
          sed  çekilir  diye,  bazı  safdil  resmî  memurları  kandırıp,  şahsımı  millet
          nazarında  çürütmek  fikriyle,  ihanetkârane  böyle  muameleye  sevketmişler.
          Buna  karşı  İnayet-i  İlahiye,  Nurların  İman  Hizmetine  mukabil,  bir  İkram
          olarak,  o  bir  tek  adamın  ihanetine  bedel,  bu  yüz  adama  bak!  Hizmetinizi
          takdir ile şefkatkârane acıyarak alâkadarane sizi istikbal ve teşyi' ediyorlar.
          Hattâ ikinci gün, ben müstantık dairesinde müddeiumumun suallerine cevab
          verirken, hükûmet avlusunda mahkeme pencerelerine karşı bin kadar ahali
          kemal-i alâka ile  toplanıp lisan-ı hal  ile  "Bunları  sıkmayınız!" dediklerini,
          vaziyetleriyle  ifade  ediyorlar  gibi  göründüler.  Polisler  onları  dağıtamı-
          yordular. Kalbime ihtar edildi ki: Bu ahali, bu tehlikeli asırda tam bir teselli
          ve söndürülmez bir Nur ve kuvvetli bir İman ve Saadet-i Bâkiyeye bir doğru
          müjde  istiyorlar  ve  fıtraten arıyorlar ve  Nur  Risalelerinde  aradıkları  bulu-
          nuyor  diye  işitmişler  ki,  benim  ehemmiyetsiz  şahsıma,  İmana  bir  parça
          Hizmetkârlığım için haddimden çok ziyade iltifat gösteriyorlar.

                 İkinci  Hakikat:  Emniyeti  ihlâl  vehmiyle  bize  ihanet  etmek  ve
          teveccüh-ü  âmmeyi  kırmak  kasdıyla  tahkirkârane  aldanmış  mahdud
          adamların  bed  muamelelerine  mukabil,  hadsiz  Ehl-i  Hakikatın  ve  Nesl-i
          Âtinin  takdirkârane  alkışlamaları  var,  diye  ihtar  edildi.  Evet  komünist
          perdesi  altında  anarşistliğin,  emniyet-i  umumiyeyi  bozmağa  dehşetli
          çalışmasına karşı, Risale-i Nur ve Şakirdleri İman-ı Tahkikî Kuvvetiyle bu
          vatanın  her  tarafında  o  müdhiş  ifsadı  durduruyor  ve  kırıyor.  Emniyeti  ve
          asayişi   temine   çalışıyor    ki,    pek    çok    bir    kesrette    ve  memleketin
   253   254   255   256   257   258   259   260   261   262   263