Page 255 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 255
258 LEM’ALAR
tasvib ile " للّا َكر اب تف للّا ءا َ ٰ ا ش ام " diyecek; fakir, hakir görülen Vücu-
ُ ٰ
ُ
َ َ
َ َ َ َ
dunu teâli ettirecek.. hârika bir Mu’cize olduğunu derk ve tasdik edecek.
ONBEŞİNCİ RİCA: (Haşiye) Bir zaman Emirdağı'nda ikamete
memur ve tek başıma menzilde âdeta bir haps-i münferid ve bana çok ağır
gelen tarassudlar ve tahakkümler ile bana işkence vermelerinden hayattan
usandım, hapisten çıktığıma teessüf ettim. Ruh u Canımla Denizli Hapsi'ni
arzuladım ve kabre girmeyi istedim. Ve "hapis ve kabir, bu tarz-ı hayata
müreccahtır" diye ya hapse veya kabre girmeye karar verirken, İnayet-i
İlahiye imdada yetişti; Kalemleri teksir makinesi olan Medreset-üz Zehra
Şakirdlerinin ellerine, yeni çıkan teksir makinesini verdi. Birden Nur'un
kıymetdar Mecmualarından her tanesi, bir Kalem ile beş yüz Nüsha meydana
geldi. Fütuhata başlamaları, o sıkıntılı hayatı bana sevdirdi, "Hadsiz şükür
olsun" dedirtti. Bir miktar sonra Risale-i Nur'un gizli düşmanları Fütuhat-ı
Nuriyeyi çekemediler. Hükûmeti aleyhimize sevkettiler. Yine hayat bana
ağır gelmeye başladı. Birden İnayet-i Rabbaniye tecelli etti. En ziyade
Nurlara muhtaç olan alâkadar memurlar, Vazifeleri itibariyle müsadere
edilen Nur Risalelerini Kemal-i Merak ve dikkatle mütalaa ettiler. Fakat
Nurlar onların Kalblerini kendine tarafdar eyledi. Tenkid yerinde takdire
başlamalarıyla, Nur Dershanesi çok genişlendi; maddî zararımızdan yüz
derece ziyade menfaat verdi, sıkıntılı telaşlarımızı hiçe indirdi. Sonra gizli
düşman münafıklar, hükûmetin nazar-ı dikkatini benim şahsıma çevirdiler.
Eski siyasî hayatımı hatırlattırdılar. Hem adliyeyi, hem maarif dairesini, hem
zabıtayı, hem dâhiliye vekaletini evhamlandırdılar. Partilerin cereyanları ve
komünistlerin perdesinde anarşistlerin tahrikatıyla o evham genişlendi. Bizi
tazyik ve tevkif ve ellerine geçen Risaleleri müsadereye başladılar. Nur
Şakirdlerinin faaliyetine tevakkuf geldi. Benim şahsımı çürütmek fikriyle,
bir kısım resmî memurlar, hiç kimsenin inanmayacağı isnadlarda bulundular.
Pek acib iftiraları işaaya çalıştılar. Fakat kimseyi inandıramadılar. Sonra pek
âdi bahanelerle, zemheririn en şiddetli soğuk günlerinde beni tevkif ederek,
büyük ve gayet soğuk ve iki gün sobasız bir koğuşta tecrid-i mutlak içinde
hapsettiler. Ben küçük odamda günde kaç defa soba yakar ve daima
mangalımda ateş varken, za'fiyet ve hastalığımdan zor dayanabilirdim.
Şimdi, bu vaziyette hem soğuktan bir sıtma, hem dehşetli bir sıkıntı ve
hiddet içinde
------------------
(Haşiye): Nur'un Te'lif zamanı üç sene evvel bitmiş olmasından, bu Onbeşinci Rica,
ileride bir Nurcu tarafından İhtiyarlar Lem'asının tekmiline -te'lifine- me'haz olmak üzere
yazıldı.