Page 250 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 250

YİRMİALTINCI  LEM’A                                                                                                    253


          sarhoşça gafletlerine başını sokup ihtiyarlığını unutmakla değildir.
                                               ى
                                   ى
                                     ُ ُّ َ
                                ْ َ ْ َ َ
                                                                         َ
                                                                   َ َ
                                                           ْ َ ْ
                                           َ ْ
              ْ    ُك   م  ى    ب   با  ى    هب     ب    ت     م   ن   مُكلوهُك رش   و مُكلوهُك ى    هب     ب  َ  َ َ َ      ت    نم مُك ى   بابش     يْخ
                          َ َ َ َ
                                                 ُ
                                                                       ُ ْ
          -ev kema kal- mealindeki Hadîsi düşününüz. Yani: "Gençlerinizin en iyisi,
          temkinde ve sefahetlerden çekilmekte ihtiyarlara benzeyenlerdir. Ve ihtiyar-
          larınızın  en  fenası,  sefahette  ve  başını  gaflete  sokmakta  gençlere  benze-
          yenlerdir."

                 Ey  kardeşlerim  ihtiyarlar  ve  hemşire  ihtiyareler!  Hadîs-i  Şerifte
          vardır ki: "Altmış yetmiş yaşlarında ihtiyar bir Mü’min, Dergâh-ı İlahiyeye
          elini  kaldırıp  Dua  ederken,  Rahmet-i  İlahiye  onun  elini  boş  döndürmeye
          hicab  ediyor."  Madem  Rahmet  size  karşı  böyle  hürmet  ediyor..  siz  de
          Rahmetin bu hürmetini Ubudiyetinizle ihtiram ediniz...

                 ONDÖRDÜNCÜ  RİCA:  Dördüncü  Şua  olan  Âyet-i  Nuriye-i
          Hasbiye'nin başının hülâsası diyor ki: Bir zaman ehl-i dünya beni herşeyden
          tecrid  ettiklerinden,  beş  çeşit  gurbetlere  düşmüştüm.  Sıkıntıdan  gelen  bir
          gaflet  ile,  Risale-i  Nur'un  teselli  verici  ve  meded  edici  Nurlarına  bakma-
          yarak, doğrudan doğruya Kalbime baktım ve Ruhumu aradım. Gördüm ki;
          gayet kuvvetli bir Aşk-ı Beka ve şedid bir Muhabbet-i Vücud ve büyük bir
          İştiyak-ı Hayat ve hadsiz bir acz ve nihayetsiz bir fakr, bende hükmediyordu.
          Halbuki müdhiş bir fena, o Bekayı söndürüyor. O haletimde, yanık bir şâirin
          dediği gibi dedim:

                 "Dil Bekası, Hak fenası istedi mülk-ü tenim
                 Bir devasız derde düştüm, âh ki Lokman bîhaber."

                 Me'yusane  başımı  eğdim;  birden     لي۪ك  و   ْلا  مع ى   نو     للّا  ان   بسح
                                                    ُ
                                                                        َ
                                                             َ
                                                                   ُ ٰ
                                                                             َ
                                                        َ
                                                                َ ْ
                                                                          ُ ْ
          imdadıma  geldi,  "Beni  dikkatle  oku!"  dedi.  Ben  de  günde  beşyüz  defa
          okudum.  Okudukça,  yalnız  İlmelyakîn  ile  değil,  Aynelyakîn  ile  çok
          kıymetdar Envârından dokuz Mertebe-i Hasbiye bana inkişaf etti.

                 B i r i n c i    M e r t e b e – i    N u r i y e – i    H a s b i y e :
          Bendeki Aşk-ı Beka; bendeki Bekaya değil, belki sebebsiz ve bizzât mahbub
          olan Kemal-i Mutlak Sahibi, Zât-ı Zülkemal'in ve Zülcelal'in bir İsminin bir
          Cilvesinin  mahiyetimde  bir  gölgesi  bulunduğundan,  fıtratımda  O  Kâmil-i
          Mutlak'ın Varlığına ve Kemaline ve Bekasına müteveccih olan Muhabbet-i
          Fıtriye,  gaflet  yüzünden  yolunu şaşırmış, gölgeye yapışmış, âyinenin beka-
                                       ى
          sına   âşık   olmuştu,     لي۪ك َ    م     ْلا   و  َ    عنو للّا ان   بسح   geldi,   perdeyi    kaldırdı.
                                       ْ َ ُ ٰ
                              ُ
                                                   َ
                                               َ
                                                ُ ْ
   245   246   247   248   249   250   251   252   253   254   255