Page 105 - Risale-i Nur - Sözler
P. 105
ONUNCU SÖZ – ZEYL 107
Hayat cihetinde, yirmi derece aşağı düşüp, en bedbaht, en zelil bir bîçâre
olacak...
Hem, en kıymettar bir Ni’met olan Akıl dahi, geçmiş zamanın hüzün-
lerini ve gelecek zamanın korkularını düşünmek ile Kalb-i İnsanı
mütemadiyen incitip, bir lezzete dokuz elemleri karıştırdığından en musi-
betli bir belâ olur. Bu ise yüz derece bâtıldır. Demek bu hayat-ı
dünyeviyye, Âhirete Îman Rüknünü kat'î isbat ediyor ve her baharda Haşrin
üçyüzbinden ziyade nümûnelerini gözümüze gösteriyor. Acaba, senin
cisminde ve senin bahçende ve senin vatanında, senin hayatına lâzım ve
münasib bütün levâzımatı ve cihâzatı, Hikmet ve İnayet ve Rahmetle ihzar
eden ve vaktinde yetiştiren, hattâ senin midenin Beka ve yaşamak
arzusuyla ettiği hususî ve cüz'î olan Rızk Duâsını bilen ve işiten ve hadsiz
leziz taamlarla o Duânın kabûlünü gösteren ve mideyi memnun eden bir
Mutasarrıf-ı Kadîr, hiç mümkün müdür ki seni bilmesin ve görmesin ve
Nev-i İnsanın en büyük gayesi olan Hayat-ı Ebediyyeye lâzım esbabı ihzar
etmesin? Ve Nev-i İnsanın en büyük ve en ehemmiyetli, en lâyık ve umumî
olan Beka Duâsını; Hayat-ı Uhreviyyenin İnşasıyle ve Cennetin Îcadıyla
kabul etmesin! Ve Kâinatın en mühim mahlûku, belki zeminin Sultanı ve
Neticesi olan Nev-i İnsanın Arş ve ferşi çınlatan umumî ve gayet kuvvetli
Duâsını işitmeyip küçük bir mide kadar ehemmiyet vermesin, memnun
etmesin! Kemâl-i Hikmetini ve nihayet Rahmetini inkâr ettirsin! Hâşâ,
yüzbin defa hâşâ!..
Hem, hiç kabil midir ki: Hayatın en cüz'îsinin pek gizli sesini işitsin,
derdini dinlesin, derman versin ve nazını çeksin ve kemâl-i îtina ve
ihtimam ile beslesin ve ona dikkatle hizmet ettirsin ve büyük mahlûkatını
ona hizmetkâr yapsın ve sonra, en büyük ve kıymetdar ve bâkî ve nâzdar
bir Hayatın gök sadâsı gibi yüksek sesini işitmesin! Ve onun çok
ehemmiyetli Beka Duâsını ve Nâzını ve Niyâzını nazara almasın! Âdeta bir
neferin kemâl-i îtina ile techiz ve idaresini yapsın ve mutî ve muhteşem
orduya hiç bakmasın! Ve zerreyi görsün, güneşi görmesin! Sivrisineğin
sesini işitsin, gök gürültüsünü işitmesin! Hâşâ, yüzbin defa hâşâ!.
Hem, hiçbir cihetle Akıl kabûl eder mi ki: Hadsiz Rahmetli, Muhabbetli
ve nihayet derecede Şefkatli ve kendi san'atını çok sever ve kendini
sevdirip ve kendini sevenleri ziyade sever bir Zât-ı Kadîr-i Hakîm, en
ziyade kendini seven ve sevimli ve sevilen ve Sâniini fıtraten perestiş eden,
Hayatı ve Hayatın Zâtı ve Cevheri olan Ruhu; mevt-i ebedî ile î'dam edip
kendinden o Sevgili Muhibbini ve Habibini ebedî bir surette