Page 379 - Risale-i Nur - Sözler
P. 379

YİRMİBEŞİNCİ  SÖZ                                                                                                            381


           gibi zînetli, Semâvat ve zemin gibi haşmetli, Melekler gibi sevimli, dün-
           yada yavrulara Rahmet gibi Şefkatli, Âhirette Cennet gibi güzeldir.

             Makam-ı Zemm ve Zecirde binler misâllerinden meselâ:
                                               ِ
             اًت    ْ  ِ  يخ  ْ    َ  لك  ْ    َ  ا َ ن َ َ ْاي ن َ َ  ل َ ح َ م َ َ  ا ۪ َ ه َ َ م َ ي  َ منكد َ ح ا َ  َ بح ن  َ  ا َ ي     Âyetinde  zemmi  altı  derece
                                      ْ
                                           ن
                                             ه
           zemmeder.  Gıybetten  altı  derece  şiddetle  zecreder.  Şöyle  ki:  Malûmdur:
           Âyetin başındaki hemze, sormak (âyâ) mânasındadır. O sormak mânası, su
           gibi Âyetin bütün Kelimelerine girer. İşte birinci hemze ile der: (Âyâ) sual
           ve  cevab  mahalli  olan  Aklınız  yok  mu  ki,  bu  derece  çirkin  bir  şeyi

                                    ِ
                                     َ ي َ ح
           anlamıyor?  İkincisi:    َب   Lafzı  ile  der:  Âyâ,  sevmek,  nefret  etmek
                                  ه
                                     ن
           mahalli olan Kalbiniz bozulmuş mu ki, en menfur bir işi sever? Üçüncüsü:
           َ مك َ د َ ح ا  Kelimesiyle  der:  Cemaatten  hayatını  alan  hayat-ı  içtimaiye  ve
                ن ْ ن
           medeniyetiniz  ne  olmuş  ki,  böyle  hayatınızı  zehirleyen  bir  ameli  kabul

           eder? Dördüncüsü:   َ  لَ  لنكْايَمح  َ ن ا َ  Kelâmıyla der: İnsaniyetiniz ne olmuş ki,
                                 ْ
                                        ْ
           böyle canavarcasına arkadaşını dişle parçalamayı yapıyorsunuz? Beşincisi:
            ِ  َ  ا َ۪ خ ي َ ه  Kelimesiyle der: Hiç rikkat-i cinsiyeniz, hiç Sıla-i Rahminiz yok mu


           ki,  böyle  çok  cihetlerle  Kardeşiniz  olan  bir  mazlumun  şahs-ı  manevîsini
           insafsızca  dişliyorsunuz?  Hiç  Aklınız  yok  mu  ki,  kendi  âzanızı  kendi
           dişinizle  divane  gibi  ısırıyorsunuz?  Altıncısı:    ًَتا  َ يم  Kelâmıyla  der:
                                                              ْ
           Vicdanınız nerede? Fıtratınız bozulmuş mu ki, en muhterem bir halde bir
           Kardeşine  karşı,  etini  yemek  gibi  en  müstekreh  bir  iş  yapılıyor?  Demek
           zemm ve gıybet, aklen, kalben ve insaniyeten ve vicdanen ve fıtraten ve
           asabiyeten ve milliyeten mezmumdur. İşte bak! Nasıl şu Âyet, Îcazkârane
           altı  mertebe  zemmi  zemmetmekle  İ’cazkârane  altı  derece  o  cürümden
           zecreder.

             Makam-ı İsbatta binler misâllerinden meselâ:
                                                              ِ
                                                          ه  ك َ ي
              َ َى تومْل  َيِ َ ح ِ ا  ن ْ  ِ  َّ ى    ِ  َا َ ا َن َ ذ َ ل َ ك َ َ م ل  َ و َِ تِ  َ مَد  َ َ ب َ ع  َ ض ْ     ْ   ْ    َ  َ يَ َ ح ِ يِ َ َ ْا َ  لا َ ر  َ ف ْ   ن ْ  َ َ  ِ َ لِلّا َت َ مح     ْ  َ ِرا َ َ ر     ِ ى  َر َ ا َى لَ َ َ ثىا  َ نظ  َ ف َ نا   ْ ْ

                 ْ
                                     َري     ٍ  َ َ ء َ َ ق َ ۪ د  ْ  َل ِّ  َ  َ و َ َ ع ى لٰ َ َ نك ِ   شَ  َ هو
                                                    ن
                                     ٌ
   374   375   376   377   378   379   380   381   382   383   384