Page 384 - Risale-i Nur - Sözler
P. 384
386 SÖZLER
buna kıyas et. Şöyle ki: Başta diyor: "Ahkâm-ı İlâhiyyeyi Tebliğ et. Sen
kâhin değilsin. Zira kâhinin sözleri, karışık ve tahminîdir. Seninki, Hak ve
Yakînîdir. Mecnun olamazsın, düşmanın dahi Senin Kemal-i Aklına şeha-
det eder.
َ نَ ر
َ ِ ن ون َ مْل اَ ب ْ ۪ َ َ ِ ب َ ه َ َ ر َ ي َص َ تَ َ ب َّ ٌ ِ َ عا و َ ن َ َ ش َ نلوقي َ ْ َ ا م Âyâ, acaba muhakemesiz âmi
ن
ن
ن
kâfirler gibi, Sana şâir mi diyorlar. Senin helâketini mi bekliyorlar. Sen, de:
"Bekleyiniz. Ben de bekliyorum." Senin parlak büyük Hakikatlerin, şiirin
hayalatından münezzeh ve tezyinatından müstağnidir.
َ ىا ذ َ َِ بِ َ مهم َ لا َ ح ا َ م َ َ هر َ م ا َ َ ت َ ْا َ م Yahut; acaba akıllarına güvenen akılsız feylesof-
ى ْ ن ن ْ ْ ن ن ن ْ
lar gibi, "aklımız bize yeter" deyip Sana ittibadan istinkaf mı ederler.
Halbuki Akıl ise, Sana İttibaı emreder. Çünki bütün dediğin makuldür.
Fakat Akıl kendi başıyla ona yetişemez. وغا طَن ن َ م َ َ وقَ َ م ا َ َ ه َ م ْ ن ْ ْ ٌ Yahut: İnkârlarına
sebeb, tâgi zalimler gibi, Hakk'a serfüru etmemeleri midir! Halbuki
mütecebbir zalimlerin rüesaları olan firavunların, nemrudların akibetleri
malûmdur.
ِ
و َ ن َ نم ن ْ ن َ و َ ل َ ه َ َ ْ لب َ َ لا َ َ ي َ ءو َّ ن َ قتَنو َق َ ْ ن نلو َ يَم َ ا Veyahut: Yalancı, vicdansız münafıklar gibi
"Kur'an Senin sözlerindir" diye Seni ittiham mı ediyorlar! Halbuki, tâ
şimdiye kadar Sana Muhammed-ül Emin diyerek içlerinde Seni en doğru
sözlü biliyorlardı. Demek onların Îmâna niyetleri yoktur. Yoksa Kur'anın
âsâr-ı beşeriye içinde bir nazirini bulsunlar.
ِ
ٍ َ َ ء ْ َ شَ َ ِي ْ َ غَ َ نمَ َ ق او ِ َ لخ َ م ا Veyahut: Kâinatı abes ve gayesiz itikad eden
ْ ن ن
ْ
felasife-i abesiyyun gibi kendilerini başıboş, hikmetsiz, gayesiz, vazifesiz,
Hâlıksız mı zannediyorlar! Acaba gözleri kör olmuş, görmüyorlar mı ki,
Kâinat baştan aşağıya kadar Hikmetlerle müzeyyen ve gayelerle müsmirdir
ve mevcûdat, zerrelerden güneşlere kadar vazifelerle muvazzaftır ve
Evamir-i İlâhiyyeye musahharlardır.
َنو ِ َ لا َ ق َ خْلا َم َ ه َم اVeyahut: Firavunlaşmış maddiyyun gibi, "Kendi kendine
ْ ن ن
ن
oluyorlar. Kendi kendini besliyorlar. Kendilerine lâzım olan herşeyi
yaratıyorlar" mı tahayyül ediyorlar ki, Îmandan, Ubûdiyyetten