Page 385 - Risale-i Nur - Sözler
P. 385

YİRMİBEŞİNCİ  SÖZ                                                                                                            387


           istinkâf ederler. Demek kendilerini birer Hâlık zannederler. Halbuki birtek
           şeyin  Hâlıkı,  herbir  şeyin  Hâlıkı  olmak  lâzım  gelir.  Demek  kibir  ve
           gururları onları nihayet derecede ahmaklaştırmış ki, bir sineğe, bir mikroba
           karşı mağlub bir âciz-i mutlakı, bir Kadîr-i Mutlak zannederler. Mâdem bu
           derece Akıldan, İnsaniyetten sukut etmişler. Hayvandan, belki cemadattan
           daha aşağıdırlar. Öyle ise, bunların inkârlarından müteessir olma. Bunları
           dahi,  bir  nevi  muzır  hayvan  ve  pis  maddeler  sırasına  say.  Bakma,
           ehemmiyet verme.
                 ِ
                                   ِ
             َ نونقو ن ن  َ َ ي  َ  لاَ  َ ْ لب  َ ض ْ      َ  لا َ ر  َ ْاو َ تا  َ م َ و  َ سل ا َ او َق ل َ خ َ م ا  Veyahut:  Hâlıkı  inkâr  eden

                                                   ْ   ن

                                        َّ ى
           fikirsiz, sersem muattıla gibi, Allah'ı inkâr mı ediyorlar ki, Kur'anı dinlemi-
           yorlar. Öyle ise, Semâvat ve Arzın Vücudlarını inkâr etsinler veyahut "Biz
           halkettik"  desinler.  Bütün  bütün  Aklın  zıvanasından  çıkıp,  divaneliğin
           hezeyanına  girsinler.  Çünki  Semada  yıldızları  kadar,  zeminde  çiçekleri
           kadar  Berahin-i  Tevhid  görünüyor,  okunuyor.  Demek  Yakîne  ve  Hakka
           niyetleri yoktur. Yoksa "Bir harf kâtibsiz olmaz" bildikleri halde, nasıl bir
           harfinde bir Kitab yazılan şu Kâinat Kitabını, Kâtibsiz zannediyorlar.

                   ِ
                             ِ
             َ ك َ ِ برَنئ َ ىازخَمه َ دنع َم ا Veyahut: Cenab-ı Hakk'ın ihtiyarını nefyeden bir

                         ْ
                               ْ
               ِّ ن          ْ ن
           kısım hükema-yı dâlle gibi ve berahime gibi Asl-ı Nübüvveti mi inkâr edi-
           yorlar!.. Sana Îman getirmiyorlar. Öyle ise, bütün mevcûdatta görünen ve
           İhtiyar ve İradeyi gösteren bütün Âsâr-ı Hikmeti ve Gayatı ve İntizamatı ve
           Semeratı ve Âsâr-ı Rahmet ve İnayatı ve bütün Enbiyanın bütün Mu’cizat-
           larını inkâr etsinler veya "Mahlûkata verilen ihsanatın hazineleri yanımızda
           ve  elimizdedir"  desinler.  Kabil-i  hitab  olmadıklarını  göstersinler.  Sen  de
           onların inkârından müteellim olma. Allah'ın akılsız hayvanları çoktur, de.
                 ِ
                َ ر و َ ن  َ طي َص ن   ْ ن    َ م َ َ ْلا َ م  ن  َ هَم ا Veyahut: Aklı hâkim yapan mütehakkim mu'tezile gibi
                         ن ْ
           kendilerini  Hâlıkın  işlerine  rakib  ve  müfettiş  tahayyül  edip  Hâlık-ı
           Zülcelâl'i mes'ul tutmak mı istiyorlar!.. Sakın fütur getirme. Öyle hodbin-
           lerin inkârlarından bir şey çıkmaz. Sen de aldırma.

                                   ِ
                             ِ
                                                 ِ
               َ َ ٍي  ن  َ ۪بم  َ ٍنا َ  طْل ن  ِ  َ َ بِ  َ مهعم َ تس ن   ن  َ َ م  َ تْاي َ ْلف      َ هي ۪ ِ  َ ن َ َ ف  وع َ مت ْ  ٌ     ن    َ سَ َ َّل َ م َ َ يُ  ن  ْ ن ْ  َ  ا َ م َ َ  ل َ ه م    Veyahut:  Cin  ve
                          ْ ن
                               ْ
           şeytana uyup kehanetfüruşlar, ispirtizmacılar gibi, Âlem-i Gayba başka bir
           yol mu bulunmuş zannederler!.. Öyle ise, şeytanlarına kapanan Semâvata,
   380   381   382   383   384   385   386   387   388   389   390