Page 655 - Risale-i Nur - Sözler
P. 655

OTUZÜÇÜNCÜ  SÖZ                                                                                                              657


             Hakîm bir Vâcib-ül Vücud'u gösterir.

             Şimdi, ey sersem münkir! Haydi bunu ne ile izah edersin? Senin gibi ser-
           sem, âciz, cahil tabiatla mı? Veyahut hadsiz derece hata ederek o Sâni'-i
           Mukaddes'e "tabiat" ismini verip Onun Mu’cizat-ı Kudretini, o tesmiye ba-
           hanesiyle  tabiata  isnad  edip,  bin  derece  muhali  birden  irtikâb  etmek  mi
           istersin?

                                     Altıncı Pencere

                                            ِ
                        ِ
                                               ِ
                                                           ِ
             ِ
               ف۪ ىٓرجت  ٓ تََّّلا كْلفْلاو ِراهنلاو ِليَّللا فَلاتخاو  ِ ضرَلاْاو تاومسلا ِقْلخ  ٓ ف۪ نا ِ
                 ْ َ
                                                                      َ
                                                                          َّ
                                                         َ
                                                ْ َ
                           ُ َ
                                َ َّ َ
                                                              َ ٰ َّ
                                                      ْ
                                       ْ
            ا َ ْ َ َ ْ َ َ ْ  ِ  َ ْ َ  ٍ  َ ْ  ِ ِ  َ َّ  َ  ِ  ُ ه  َ ْ  َ َ َ  َّ  ُ َ ْ َ َ  ْ َ
             ِ تِوم دعب ضرَلاْا ه ِ ب ايحَاف ء ٓ ام نم ء ٓ امسلا نم للّٰا  َ لزنَا  ٓ امو سانلا عفني ام ِ ب ِرحبْلا
                                                                 ِ
                                                  ِ
                 ِ
                                                        ٍ
                                                                     ٓ
                 ء ٓ امسلا يب ِرَّخسمْلا  ِ باحسلاو ِحايِرلا فيٓرصتو ةبٓاد ِلُك نم اهيف  َّ ثبو
                                                      َ
                                             َ
                                         َ
                                                     ْ َ َّ َ ِّ ْ
                                                                         َ َ
                                                                   َ
                       َ ْ َ
                                     َ َّ
                  َ َّ
                             َ ُ
                                             ِّ
                                     ِ
                                             ٍ ِ
                                      نوُلقعي ٍموقل     تايلا  ِ ضرَلاْاو
                                                  َ
                                                ٰ
                                      ْ َ ْ َ
                                               َ
                                  َ
                                                        َ
                                                     ْ

             Şu Âyet, Vücub ve Vahdeti gösterdiği gibi, bir İsm-i Â’zamı gösteren
           gayet büyük bir penceredir.

             İşte  şu  Âyetin  hülâsat-ül  hülâsası  şudur  ki:  Kâinatın  ulvî  ve  süflî
           tabakatındaki  bütün  Âlemler  ayrı  ayrı  lisanla  birtek  neticeyi,  yâni  birtek
           Sâni'-i Hakîm'in Rubûbiyetini gösteriyorlar. Şöyle ki: Nasıl göklerde (hattâ
           Kozmoğrafyanın itirafıyla dahi) gayet büyük neticeler için gayet muntazam
           hareketler, bir Kadîr-i Zülcelâl'in Vücud ve Vahdetini ve Kemal-i Rubû-
           biyetini  gösterir.  Öyle  de:  Zeminde  bilmüşahede  (hattâ  Coğrafyanın
           şehadetiyle ve ikrarıyla) gayet büyük maslahatlar için mevsimlerdeki gibi
           gayet  muntazam  tahavvülâtlar  dahi,  aynı  o  Kadîr-i  Zülcelâl'in  Vücub  ve
           Vahdetini ve Kemal-i Rubûbiyetini gösterir. Hem nasıl berr'de ve bahr'de
           Kemal-i Rahmet ile Rızıkları verilen ve Kemal-i Hikmet ile muhtelif şekiller
           giydirilen ve Kemal-i Rubûbiyetle türlü türlü duygularla teçhiz edilen bütün
           hayvanat,  birer  birer  yine  o  Kadîr-i  Zülcelâl'in  Vücuduna  Şehadet  ve
           Vahdetine  işaret  etmekle  beraber,  heyet-i  mecmuasıyla  gayet  geniş  bir
           mikyasta Azamet-i Uluhiyetini ve Kemal-i Rubûbiyetini gösterir. Öyle de:
           Bağlardaki muntazam nebatat ve nebatatın gösterdikleri müzeyyen çiçekler
           ve  çiçeklerin  gösterdikleri  mevzun  meyveler  ve  meyvelerin  gösterdikleri
           müzeyyen nakışlar, birer birer yine o Sâni'-i Hakîm'in Vücuduna şehadet ve
           Vahdetine işaret etmekle
   650   651   652   653   654   655   656   657   658   659   660