Page 684 - Risale-i Nur - Sözler
P. 684
686 SÖZLER
içinde has bir Vücudu ve hikmetli bir sureti ve faideli sıfatları, nasıl bir
Vâcib-ül Vücud'a şehadet ederler. Öyle de: Mürekkebata girdikleri vakit,
herbir mürekkebde daha başka bir lisanla yine Sâniini ilân eder. Git gide, tâ
en büyük mürekkebe kadar nisbeti ve vazifesi, Hizmeti itibariyle Sâni'-i
Hakîm'in Vücub-u Vücuduna ve İhtiyarına ve İradesine şehadet eder. Çünki
bir şeyi, bütün mürekkebata Hikmetli münasebetleri muhafaza suretinde
yerleştiren, bütün o mürekkebatın Hâlıkı olabilir. Demek birtek şey, binler
lisanlarla ona şehadet eder hükmündedir. İşte Kâinatın mevcûdatı kadar
değil, belki mevcûdatın sıfât ve mürekkebatı adedince imkânat noktasından
da Vâcib-ül Vücud'un Vücuduna karşı şehadetler geliyor.
İşte ey gafil! Kâinatı dolduran bu şehadetleri, bu sadâları işitmemek.. ne
derece sağır ve akılsız olmak lâzım geliyor? Haydi sen söyle!..
Otuzbirinci Pencere
ِ
ِ
ڬ ي ٓ نقومْلل تايٰا ِ ضرَلاْا ف۪ و ڬ ٍميٓوقت ِنسحَا ٓ ٓ ف۪ نا ْ نَلاْا انقَلخ دقَل
ِ
ِ
ْ َ
َ
َ ْ َ ْ َ
َ
ٌ َ
ْ
َ ْ
َ َ
ُ
نورصبت َلافَا مُكسفنَا ٓ ٓ ف۪ و
ِ
ِ
ُ ْ
َ ُ ْ ُ
َ ْ
َ
Şu pencere İnsan penceresidir ve enfüsîdir. Ve enfüsî cihetinde şu pen-
cerenin tafsilâtını binler Muhakkikîn-i Evliyanın mufassal Kitablarına
havale ederek yalnız Feyz-i Kur'andan aldığımız birkaç Esasa işaret ederiz.
Şöyle ki:
Onbirinci Söz'de beyan edildiği gibi: "İnsan, öyle bir Nüsha-i Câmiadır
ki: Cenab-ı Hak bütün Esmasını, İnsanın nefsi ile İnsana ihsas ediyor."
Tafsilâtını başka Sözlere havale edip yalnız üç noktayı göstereceğiz.
BİRİNCİ NOKTA: İnsan, üç cihetle Esma-i İlâhiyyeye bir âyinedir.
Birinci Vecih: Gecede zulümat, nasıl Nuru gösterir. Öyle de: İnsan, za'f
ve acziyle, fakr ve hacatıyla, naks ve kusuru ile, bir Kadîr-i Zülcelâl'in
Kudretini, Kuvvetini, Gınasını, Rahmetini bildiriyor ve hakeza.. pek çok
Evsaf-ı İlâhiyyeye bu suretle âyinedarlık ediyor. Hattâ hadsiz aczinde ve
nihayetsiz za'fında, hadsiz a'dasına karşı bir Nokta-i İstinad aramakla,