Page 694 - Risale-i Nur - Sözler
P. 694

696                                                                                                                                   SÖZLER


           O sestir gayeten ulvî, nihayet derece ciddî, hakikî pek samimî, hem nihayet
           munis ve mukni' ve bürhanla mücehhezdir. Mükerrer der ki:
                                                                       …    َّلاا هٰلا  وه  ِ  َ  ٓ ِ    َلا
                                                                      َ ُ
           Şu Bürhan-ı Münevverde, Cihat-ı Sittesi şeffaf ki, üstünde münakkaştır mü-
                                                                          ِ
                                                                              ٓ ِ
           zehher Sikke-i İ'caz, içinde parlayan Nur-u Hidayet der ki:     …    َّلاا هٰلا
                                                                      و
                                                                       ه

                                                                                 َلا

                                                                            َ
                                                                      َ ُ
           Evet altında nescolmuş mühefhef mantık ve Bürhan, sağında Aklı istintak;
           mürefref her taraf, ezhan "Sadakte" der ki:
                                                                              ٓ ِ
                                                                          ِ
                                                                                …    َّلاا هٰلا
                                                                      و


                                                                       ه
                                                                                 َلا
                                                                            َ
                                                                      َ ُ
           Yemîn olan şimalinde, eder Vicdanı istişhad. Emamında Hüsn-ü Hayırdır,
           hedefinde Saadettir. Onun miftahıdır her dem ki:
                                                                              …    َّلاا هٰلا  وه  ِ  َ  ٓ ِ    َلا
                                                                      َ ُ
           Emam olan verasında ona mesned Semavîdir ki, Vahy-i Mahz-ı Rabbanî.
           Bu şeş cihet ziyadardır; bürucunda tecellidar ki:
                                                                          ِ
                                                                              ٓ ِ
                                                                                …    َّلاا هٰلا
                                                                                 َلا


                                                                      و
                                                                       ه
                                                                            َ
                                                                      َ ُ
           Evet vesvese-i sârık, bâvehm şübhe-i târık, ne haddi var ki o mârık, girebilsin
           bu bârık kasra. Hem şârık ki, Sur Sureler şâhik, her Kelime bir Melek-i Nâtık
           ki:                                                                                              …    َّلاا هٰلا  وه  ِ  َ  ٓ ِ    َلا
                                                                      َ ُ
           O Kur'an-ı Azîmüşşan nasıl bir Bahr-ı Tevhiddir. Birtek katre, misal için
           birtek Sure-i İhlas.. fakat kısa birtek remzi, nihayetsiz rumuzundan. Bütün
           enva'-ı şirki reddeder, hem de yedi Enva'-ı Tevhidi eder isbat; üçü menfî, üçü
           müsbet şu altı Cümlede birden:
           Birinci Cümle:  وه  ْ لق  karinesiz işarettir. Demek ıtlakla tayindir. O tayinde
                              ُ
                          َ ُ
                                                                      ِ
           taayyün var.                                                                      …  وه َّلاا وه َلا ىَا
                                                                             ْ
                                                                       َ ُ
                                                                  َ ُ
           Şu Tevhid-i Şuhuda bir  işarettir.  Hakikat-Bîn Nazar Tevhide müstağrak
                                                                     ِ
           olursa der ki:                                                              … وه َّلاا دوهشم َلا
                                                                َ ُ
                                                                      َ ُ ْ َ
           İkinci Cümle:  دحَا     للَّٰا dır ki, Tevhid-i Uluhiyete tasrihtir. Hakikat, Hak
                              ُ ه
                         ٌ َ
                                                                      ِ
           Lisanı der ki:                                                         …  وه َّلاا دوبعم َلا
                                                                       َ ُ ْ َ
                                                                 َ ُ
           Üçüncü Cümle:   دمصلا    للَّٰا  dir. İki Cevher-i Tevhide sadeftir. Birinci dür-
                                 ُ ه
                           ُ َ َّ
                                                                       ِ ِ
           rü: Tevhid-i Rububiyet. Evet Nizam-ı Kevn Lisanı der ki: … وه َّلاا قلاخ َلا
                                                                         َ َ
                                                                   َ ُ
   689   690   691   692   693   694   695   696   697   698   699