Page 691 - Risale-i Nur - Sözler
P. 691
İ H T A R
ِ
َلِهج امل ودع ءرمْلَا Kaidesiyle, ben dahi nazım ve kafiyeyi bilmedi-
َ
َ
ُ َ ُ ْ َ
ğimden ona kıymet vermezdim. Safiye'yi kafiyeye feda etmek tarzında
Hakikatın suretini nazmın keyfine göre tağyir etmek hiç istemezdim. Şu
kafiyesiz, nazımsız Kitabda en âlî Hakikatlere, en müşevveş bir libas
giydirdim. Evvelâ: Daha iyisini bilmezdim. Yalnız mânayı düşünüyordum.
Sâniyen: Cesedi libasa göre yontmakla rendeleyen şuaraya tenkidimi
göstermek istedim. Sâlisen: Ramazanda Kalb ile beraber nefsi dahi Haki-
katlerle meşgul etmek için, böyle çocukça bir üslûb ihtiyar edildi. Fakat ey
kari'! Ben hata ettim, itiraf ederim. Sakın sen hata etme! Yırtık üslûba bakıp
o âlî Hakikatlere karşı dikkatsizlik ile hürmetsizlik etme!...
İ F A D E – İ M E R A M
Ey kari'! Peşinen bunu itiraf ederim ki: San'at-ı hat ve nazımda
istidadımdan çok müştekiyim. Hattâ şimdi ismimi de düzgün yazamıyorum.
Nazım, vezin ise; ömrümde bir fıkra yapamamıştım. Birdenbire zihnime,
nazma musırrane bir arzu geldi. Sahabelerin gazevatına dair kürdçe
ِ
نابسيسَلااون ِ لوق namında bir Destan vardı. Onun ilahî tarzındaki tabiî
َ َ
ْ َ
ْ َ َ
nazmına Ruhum hoşlanıyordu. Ben de kendime mahsus onun tarz-ı nazmını
ihtiyar ettim. Nazma benzer bir nesir yazdım. Fakat vezin için kat'iyyen
tekellüf yapmadım. İsteyen adam, nazmı hatıra getirmeden zahmetsiz,
nesren okuyabilir. Hem nesren olarak bakmalı.. tâ mâna anlaşılsın. Her
kıt'ada ittisal-i mâna vardır. Kafiyede tevakkuf edilmesin. Külâh püskülsüz
olur, vezin de kafiyesiz olur, nazım