Page 137 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 137

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-I                                                                                       139



           ki,  herkes  ondan  bahsediyor."  Vâlidem  ise,  onun  süruruna  karşı
           şiddetle ağlıyordu. Sonra zaman, babamın haklı olduğunu çok defa
           gösteriyordu.

                  Sâlisen: Lütfü'nün Sebatkâr ve pek ciddî vârisi Abdullah Çavuş
           ve İslâmköy'lü merhum Hâfız Ali'nin Şakird ve Vârislerinden Musta-
           fa'nın  Mektublarını  umum  Nur  Fabrikasının  Kahramanları  hesabına
           kabul ettim. Cenab-ı Erhamürrâhimîn'e hadsiz şükür olsun ki; o köyleri
           de Sava ve Kuleönü gibi bir Medrese-i Nuriye hükmüne getirmiş.

                                          *  *  *
                  Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
                  Sizin   bu   defa   müteaddid     Mektublarınıza,   rahatsızlık
           mecburiyetiyle, birtek Mektubla iktifa ediyorum.

                  Evvelâ:  Risale-i  Nur'un  Kahramanı  Hüsrev,  benim  bedelime
           ölmek ve benim yerimde hasta olmak samimî ve ciddî istiyor. Ben de
           derim: Te'lif zamanı değil, şimdi Neşir zamanıdır. Senin yazın, benim
           yazımdan ne derece ziyade ve Neşre faideli ise, Hayatın dahi Hizmet-i
           Nuriyede benim bu azablı Hayatımdan o derece faidelidir. Eğer benim
           elimden  gelseydi,  hayatımdan  ve  sıhhatimden  size  memnuniyetle
           verirdim.

                  Sâniyen:  Şehid  merhum  Hâfız  Ali'nin  tam  bir  vârisi  Hasan
           Feyzi'nin, Denizli hesabına ve o civarda ciddî Kardeşlerimizin namına
           yazdığı parlak kaside ve dördüncü şehnamesi ve orada dahi Şakirdlerin
           faaliyetle  Nur'a  çalışmaları,  benim  zehirli,  şiddetli  hastalığıma  bir
           merhem oldu. Cenab-ı Erhamürrâhimîn'e hadsiz şükür olsun, Denizli'yi
           ikinci bir Isparta ve büyük bir İslâmköyü yapıyor.

                  Evet hâkim-i âdil, Muharrem ve Feyzi ve Hâfız Mustafa, bir-iki
           senede,  yirmi  sene  kadar  Hizmet-i  Nuriyeyi  yaptılar;  Nur'un
           Şakirdlerini Ebede  kadar minnetdar eylediler. Cenab-ı Hak onlardan ve
                                                                       ِ
           beraberlerinde Nur'a Hizmet edenlerden ebeden Razı olsun,  َّٓا !

                                                                     ي
                                                                       م


                                                                     َ
                  Sâlisen:  Medrese-i  Nuriyenin  Kahramanlarından  ve  Barla'lı
           marangoz  Mustafa  Çavuş  ve  Hâfız  Mehmed'in  tam  vârisi  Marangoz
           Ahmed'in  Medrese-i  Nuriye  namına  pek  samimî  ve  hazîn  ta'ziye-
           namesi,  beni  sürurla  ağlattırdı.  Ben  de  derim:  Madem  o  Mübarek
           Medresede  küçük  ve  büyük  çok  Said'ler  var;  ihtiyar,  âciz,  Vazifesi
           bitmiş
   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142