Page 159 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 159

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-I                                                                                       161


                  Aziz, Sıddık  Kardeşlerim!
                                                                 ِ
                  Evvelâ:  Tahirî'nin  İstanbul'a   gitmesi,   للّا    ء   َ ٰ  آَّش    نا     hayırdır.   Ve
                                                                ْ َ
                                                        ُ
           Hüsrev'in  pek  çok  Vazifelerini  tamamen  yapması..  kanaatım  geldi  ki;
           Barla'da  bulunduğum  zaman  bütün  yazanların  tashihatını  ve  Te'lif
           Hizmetini yapmamda tahakkuk eden büyük İnayet ve hârika muvaffakıyet,
           aynen Hüsrev'de, yardımcılarında dahi nümunesi var.

                  Sâniyen:  Tahirî'nin  Denizli  hapsinde  unutulmaz  hâlisane
           Hizmeti ile ve Nurlara sarsılmaz Sadakatıyla ve yanılmaz zekâvetiyle
           ve çekilmez bahadırlığıyla, Daire-i Nur'da ehemmiyetli makamı için;
           bütün  bu  defaki  Mektubunu  “Lâhika”ya  geçirdik.  Başta  Nur'un
           Şakirdlerinden  vâlidesi  Zübeyde  olarak,  akrabasına ve rüfekasına Selâm
                                                           ِ
            ederim. Cenab-ı Hak onlardan ebeden razı olsun, يمَّٓا  !
                                                         َ

                  Sâlisen:  Nesli  Kureyşî'lerden  Ahmed  Kureyşî,  muhterem
           pederiyle  ve  ammizadesi  Ahmed  ile  Nurların  Has  Naşir  ve
           Talebelerinden olması, o havali Şakirdlerinin namına Nurlar hakkında
           güzel  manzum  fıkraları  “Lâhika”ya girdi. Cenab-ı Hak onları muvaf-
                         ِ
           fak eylesin..  َّٓا.
                         م

                       ي

                       َ

                  Râbian:  Eğirdir  kasabasında,  isimlerini  yazmadığım  gayet
           ehemmiyetli  Kardeşlerimiz  var.  Onlara  ve  Mehmed  Sabri  gibi  büyük
           Santrala  istinaden  ve  Sabri'nin  yazısına  benzettiğim  dikkatli  ve  güzel
           ifadeli bir Mektubu çalışkan ve ciddî Kardeşlerimizden Çilingir Ali'den
           aldım.  Onun  arzusuyla aynını “Lâhika”ya geçirdik. Ona ve onu çalış-


           tırana   للّا  ءَّٓ اش امve  للّا مُك   قَّف و deriz.
                     َ ٰ
                                     َ َ
                               ٰ ُ
                       َ َ
                 ُ


                  Aziz, Sıddık, Âlîcenab Eski ve Yeni Kardeş Yeşil Sâlih!

                  Benden, sergüzeşte-i hayatıma aid sorduğun maddelere gayet kısa
                                                       للّ

                                                         ا
           ve  mücmel  işaret  edilecek.  Bir  zaman  sonra    َ ٰ  ْ َ  ِ   ا   ن     َّٓش ا   ء   başkalar   izahla
                                                       ُ
           cevab verecekler. Fakat tarihe geçmek ve bu asır Âlimlerinin içinde kendi
           âdi şahsımı Nesl-i Âtîe göstermek, bildirmek ne isterim ve ne de liyakatim
           var.  Cenab-ı  Hakk'a  hadsiz  şükür  ederim  ki;  beni  bana  beğendir-
           memiş.. dehşetli kusurlarımı bana göstermiş.
                  Hem  insanlara  kendini  bildirmek,  bir  şöhretperestlik  olmasından;
           bir  enaniyet,  bir  hodfüruşluk,  bir  riyakârlık  ihtimali  var.  Bu  ise,  bizim
           gibilere tam zarardır.
   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164