Page 160 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 160
162 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
Hem ben, madem bu asırda maddeten ve manen münferid
yaşamağa ve hayat-ı içtimaiyeden çekilmeğe mecbur olmuşum; elbette
hakkım yoktur ki, hayat-ı içtimaiyeyi geçirenler içinde tarihe binip
istikbaldekilere görüneyim. Yalnız bu cihet var ki; Risale-i Nur, bu
vatana ve bu millete pek büyük menfaati, mahkemelerin ve ehl-i
vukufların müttefikan kararlarıyla tahakkuk etmiş. Bu nokta-i
nazarda, benim ehemmiyetsiz, bîçare, perişan, çok kusurlu şahsiyetim
değil; belki yalnız Kur'anın Malı ve Meali olan Risale-i Nur namına, sizin
suallerinize cevab için ben işaretler ederim, sonra da Risale-i Nur ve
Şakirdleri izahla cevab versinler.
Evvelâ: Otuz sene evvelki hayatımın tarihçesini merhum
Abdurrahman yazmış, tab'edilmiş.
Sâniyen: Risale-i Nur'un zuhur zamanının bir nevi tarihçesi
Eskişehir hapsinin müdafaanamesiyle (Yirmiyedinci Lem'a olmuş) ve
Denizli hapsindeki Müdafaa Risaleleriyle (Onbirinci ve Onikinci Şua)
"İhtiyarlar Lem'ası" ve "Âyet-i Hasbiye Risalesi" ve "Onaltıncı
Mektub"la "Hücumat-ı Sitte" ve "İşarat-ı Selâse" ve "İşarat-ı Seb'a"
Risaleleri gibi Nur Eczaları, suallerinize tafsilen cevab vermek için
mahkeme bana iade ettiği ve şimdi elimde bulunmayan Risaleler, bir
ِ
zaman elinize gelecek. للّا ء آَّش نا sizi hiç unutmayacağım. Bu halimde bu
ُ ٰ َ ْ َ
alâkadarlığınız, benim çok ağır sıkıntılarımı hafifleştirdi. Allah senden razı
ِ
olsun, يمَّٓا
َ
* * *
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Bir bîçare vesveseli ve hassas ve dinsizlerle görüşen bir adam,
meşhur Dua-i Nebevî olan “Cevşen-ül Kebir” hakkında ve Akıl
haricindeki Sevab ve Faziletine dair bir Hadîsi görmüş, şübheye düşmüş.
Demiş: "Râvi, Ehl-i Beyt'in imamlarındandır. Halbuki hadsiz bir mübalağa
görünüyor. Meselâ içinde der: Bu Duaya Kur'an kadar sevab verilir. Hem
göklerdeki büyük Melaikeler, o Dua sahibini gördükçe, kürsîlerinden inip
ona pek büyük bir tevazu ile hürmet ederler. Bu ise, Aklın ve mantığın
mikyaslarına gelmez." diye, Risale-i Nur'dan imdad istedi. Ben de
Kur'andan ve Cevşen'den ve Nurlardan gayet kat'î ve tam Akıl ve Hikmete
mutabık bir cevab verdim. Size gayet kısa bir icmalini beyan ediyorum.
Şöyle ki, ona dedim:
Evvelâ: “Yirmidördüncü Söz”ün Üçüncü Dalında on aded usûl
var, böyle şübheleri Esasıyla keser, izale eder. Ona bak, cevabını al.