Page 295 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 295
[Sungur Ankara'da iken Üstadımıza yazdığı Mektubun
suretidir.]
ِ
ِ
ٍ
ِ
ِ د ه مح ِ ب حبيُ َّلاا ءشَ ن َ ْ ِ م ن ِ او هن اح ُ ْ َ ُ َ س ب همسا ِ ب
َ ْ
ْ َ
ُ َ ُ
ْ
ْ
ِّ
Çok aziz, çok Mübarek, çok Müşfik, çok sevgili Üstadımız
Efendimiz Hazretleri!
Mübarek, makbul, kıymetli Mektubunuzu Diyanet Riyaseti
Başkanı Ahmed Hamdi Efendi'ye teslim ettik. Sevinçler içinde
mübarek mecmua ve Nurları kendi hususî kütübhanesine koydu.
ا
للّ
ء آَّش ْ َ ِ ا ن bunları kendi öz ve Has Kardeşlerime okumak için
ُ ٰ
َ
vereceğim ve bu suretle tedricî tedricî neşrine çalışacağız." dedi.
Çok sevgili Üstadım Efendim! Mübarek Mektubunuzdaki
emirlerinizi yapacağını söyledi. "Fakat şimdi hemen birden bire
bunların Neşri olmaz. Ben bu Eserleri Has Kardeşlerime okutturup,
ِ
meraklılara göre ileride neşrederiz. للّا ء َ آَّش نا tam ve parlak şekilde
ُ ٰ
ْ َ
ileride neşrine çalışacağını" söyledi.
S u n g u r
* * *
Yirmidokuzuncu Mektub'un İkinci Makamı'nın en baş
sahifesindeki sual ve cevabdan sonra şu nükte yazılacak:
"Bu Risalenin sebeb-i te'lifi: Kur'anın Tercümesini Kur'an yerin-
de Câmilerde okutmak olan dehşetli sû'-i kasdına karşı bir nevi
mukabeledir. Ziyade tafsilât ve lüzumsuz bahisler girmiş. Fakat o
mücahidane ve heyecanlı mukabelede kıymetdar bir gaybî anahtarı
hissedip meczubane arattırmak içinde lüzumsuz tafsilât ve zaîf ve pek ince
emareler dahi girmiş.
Kalbime geldi ki: Yirmidokuzuncu Mektub'un gayet ehemmiyetli
ve lüzumlu ve parlak ve îcazlı olan Birinci Makamı, bu İkinci Makamın
bütün kusuratını ve israfatını afvettirir."
Ben de Kemal-i Sürurla şükrettim, o kusurları unuttum.
* * *