Page 299 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 299

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-II                                                                                        13


           en güzel ilâç getirseler, Hakikî İhlas için kabul etmemeğe kendimi mecbur
           biliyorum. Hattâ Berzahtaki Evliyadan bir kısmı temessül edip bana helva
           baklavaları Hizmet-i İmaniyeye hürmeten verseler, yine onların elini öpüp
           kabul  etmemek  ve  Uhrevî,  Bâki  Meyvelerini  dünyada  fâni  bir  surette
           yememek  için  nefsim  de  Kalbim  gibi  kabul  etmemeğe  rıza  gösteriyor.
           Fakat  kasd  ve  niyetimiz  olmadan  İnayet  cihetinde  gelen  bereket  gibi
           İkramat-ı  Rahmaniye,  Hizmetin  makbuliyetine  bir  alâmet  olduğundan,
           nefs-i emmare karışmamak şartıyla Ruhumla kabul ederim. Her ne ise.. bu
           mes'ele bu kadar kâfi.

                  Sâniyen:  Eski  Harb-i  Umumî'de  Pasinler  Cephesinde  Şehid
           merhum  Molla  Habib'le  beraber  Rusya'ya  hücum  niyetiyle  gidiyorduk.
           Onların topçuları bir-iki dakika fasıla ile bize üç top güllesi atıyordu. Üç
           gülle tam başımızın iki metre üstünden geçip, arkada dere içine saklanan
           askerimiz görünmedikleri halde geri kaçtılar. Tecrübe için dedim: "Molla
           Habib ne dersin, ben bu gâvurun güllesine gizlenmeyeceğim." O da dedi:
           "Ben de senin arkandan çekilmeyeceğim." İkinci top güllesi pek yakını-
           mızda  düştü.  Hıfz-ı  İlahî  bizi  muhafaza  ettiğine  kanaatle  Molla  Habib'e
           dedim:

                  "Haydi ileri! Gâvurun top güllesi bizi öldüremez. Geri çekilmeye
           tenezzül etmeyeceğiz." dedim.

                  Hem  Bitlis  muhasarasında  ve  avcı  hattında  Rus'un  üç  güllesi
           öldürecek yerime isabet etti. Biri de şalvarımı delip iki ayağımın arasından
           geçip  o  tehlikeli  vaziyette  sipere  oturmaya  tenezzül  etmemek  bir  halet-i
           ruhiye  taşıdığımdan,  arkadan  Kumandan  Kel  Ali,  Vali  Memduh  Bey
           işittiler.  "Aman  çekilsin  veya  sipere  otursun!"  dedikleri  halde;  "Bu
           gâvurun gülleleri bizi öldürmeyecek" dediğim ve hiçbir ihtiyat ve tedbire
           ehemmiyet  vermeyerek  o  gençlik  zamanında  o  zevkli  hayatımın
           muhafazasına  çalışmadığım  halde;  şimdi  seksen  yaşına  girdiğim  halde
           gayet derecede bir ihtiyat ve hayatımı muhafaza, hattâ vesvese derecesinde
           tehlikelerden  çekinmek  haleti  acib  bir  tezad  göründüğünden,  elbette  o
           gençlik hayatını pervasızca feda etmek, bir-iki sene ihtiyarlık ve zevksiz
           hayatını bu derece  muhafaza etmek büyük bir Hikmet içindir. Ve iki-üç
           kudsî maksad içinde vardır:

                  Birincisi:  Gizli,  gayr-ı  resmî  ve  bir  kısım  resmî,  insafsız
           düşmanlarımızın desiseleriyle Nur Şakirdlerinin bedeline bütün hücumları
           benim şahsıma ve benimle meşgul olmasına ve bilmeyerek
   294   295   296   297   298   299   300   301   302   303   304