Page 300 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 300
14 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
ehemmiyeti benden bilmekle Nur Şakirdlerinin bir derece desiselerden ve
hücumlardan kurtulmalarına bu ihtiyar ve perişan hayatım vesile
olduğundan, Eski Said'in on gençlik hayatı kadar Kardeşlerimin hatırı için
şimdilik ona muvakkaten ehemmiyet veriyorum. Eğer ben ortadan
çekilsem; bana verdiği zahmet, Ruhumdan ziyade sevdiğim Has
Kardeşlerime verilecekti. O halde bir zahmet, yüz aded zahmet olurdu.
İkincisi: Gerçi Has Kardeşlerim herbirisi mükemmel bir Said
hükmünde Nur'a Sahibdirler. Fakat İhlastan sonra en büyük kuvvetimiz
Tesanüdde bulunduğundan ve meşreblerin ihtilafıyla -hapiste olduğu gibi-
bir derece Tesanüd kuvveti sarsılmasıyla, Hizmet-i Nuriyeye büyük bir
zarar gelmesi ihtimaline binaen; bu bîçare ihtiyar hasta hayatım, tâ
Lem'alar, Sözler mecmuası da çıkıncaya kadar ve korkaklık ve kıskançlık
damarıyla Hocaları Nurlardan ürkütmek belası def' oluncaya kadar ve
Tesanüd tam muhkemleşinceye kadar, o hayatımı muhafazaya bir
mecburiyet hissediyorum. Çünki uzun imtihanlarda mahkemeler,
düşmanlarım; benim gizli ve mevcud kusurlarımı göremediklerinden,
Hıfz-ı İlahî ile bütün bütün beni çürütemediklerinden, Risale-i Nur'a
galebe edemiyorlar. Fakat hayat-ı içtimaiyede çok tecrübelerle mahiyeti
bilinmeyen, benim Vârislerim genç Said'lerin bir kısmını Nur'un zararına
iftiralarla çürütebilirler diye o telaştan bu ehemmiyetsiz hayatımı
ehemmiyetle muhafazaya çalışıyorum. Hattâ yanımda bir rovelver varken,
ikinci bir kuvvetli rovelver daha tedarik etmeye lüzum gördüm.
Düşmanların zehirleri Kardeşlerimin Duasıyla kırıldıkları gibi, sair sû'-i
للّ
kasdları dahi َ ٰ ْ َ ِ ا ن َّٓش ا ء akîm kalacaktır.
ا
ُ
Ezcümle: İki saat Kamer tamamıyla tutulduğu aynı gecede, gizli
düşmanlarım Ankara'dan bizden Nur Mecmuaları istemeleri üzerine
buraya gelen iki adam, birden otuzaltı mecmua gönderdiğimizin aynı
ikinci gününde tahminlerince daha gönderilmemiş diye hem o Kitablar
nerede olduğunu bilmek ve Afyon'daki resmî ve makam sahibi bir-iki
masona haber vermek ve taharri ettirmek ve kilitli olan iki odamda yemek
ve içmek kaplarıma zehir atmak için, fevkalâde bir tarzda dama çıkmışlar
ve iki odanın herbirinin bir penceresini kırmadan acib bir tarzda açıp
içeriye girmişler. Benim yattığım oda ise arkasından sürgülü olmasından
bana sû'-i kasd edememişler. Hıfz-ı İlahî ve İnayet-i Rabbaniye onların
eline bir uç vermedi. Ben daha lüzumlu şeyler yazacaktım. Fakat
rahatsızlık "Yeter!" dedi. Her vakit İhtiyat, İhlas, Tesanüd, Sebat,
Sarsılmamak