Page 325 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 325

Aziz,  Sıddık  Kardeşlerim!
                  Evvelâ:  Sizi  tebrik  ediyorum.  Ve  bu  defaki  Hüsrev'in  bakanlara
           yazdığı  istida,  pek  mükemmel  bir  vesika-i  tarihiye  hükmündedir.  Fakat
           bir-iki  gün  evvel  Sungur'dan  aldığımız  bir  telde,  yüzseksenbeş  Eserin
           verilmesine emir verilmiş. Bu adedli cümleyi anlayamadık. Telgrafhanede
           müdürden sorduk. "O memur, onu yanlış almış. Makineden ben kulağımla
           işittim. Ve bütün Eserlerin geri verilmesine demektir." Hatırımıza geldi ki,
           acaba  yüzotuz  Risalenin  bazılarını  müteaddid  cüzleri  birer  Risale  yapıp
           yüzseksen  beşe  mi  çıkardılar  diye  ihtimal  verdik  ve  anlayamadık.  Hem
           Yeni Sabah Gazetesi yazdığı gibi Medreset-üz Zehra'yı Doğu Üniversitesi
           namıyla  büyük  bir  İslâm  Dârülfünun'u,  Reisicumhur  tabiriyle  "Her
           müşkilâtı   iktiham  edip  onun  yapılmasına  çalışacaklarını"  haber  aldık.

           للّ

             ا ء آَّش  ْ َ  ِ   ا   ن    kırk senedir takib ettiğimiz mühim bir maksadımız, vatan ve
               َ ٰ
           ُ
           milletin menfaatı için yapmağa mecbur olacaklar.

                  Sâniyen:  Gönderdiğiniz,  üç  sene  bizim  gibi  hapiste  bulunan
           Zülfikar ve Asâ-yı Musa'dan ehemmiyetli yerlere birkaç tane gönderdim.
           Ezcümle:  Cezire'de  Câmi  İmamı  Vastan'lı  Abdurrahîm  benim  eski
           Talebelerimden olup buraya kadar geldi. Ben on aded mühim Kitablardan
           verdim. Fakat hatırıma geldi ki, Zülfikar'ın Mu'cizat-ı Kur'aniye Dördüncü
           Zeyli'nin  iki  yerde  -biri  sekizinci  satırda,  biri  onikinci  satırda-  لا  nın


           yerine ل ın  yazılmış.  Halbuki ل Kur'anda  otuzbindir, لا ondokuz bindir.
           Bu  sehiv  başka  nüshalarda  kısmen  tashih  edilmiş.  Fakat  mahkemenizde
           kalan  Zülfikarlar’da  tashih  edilmemiş.  Ben  de  burada  unuttum.  Siz
           Cezire'nin  Müftüsü  vasıtasıyla,  o  İmam  Abdurrahîm'e  müstensihin  bu
           sehvini tashih edilmesini yazarsınız. Tâ ki Medreset-üz Zehra'nın Erkânı
           bu  vasıta  ile  Cezire  ile  dahi  münasebetdar  olsun  diye  size  havale
           ediyorum.

                  Hem bu defa Hüsrev'in Mektubunda Zübeyr'in Nazif'e göndereceği
           pusulayı oraya sehven gönderdiğini anladım. Hüsrev'in de küçük bir sehvi
           var. Çünki Yirmidördüncü Mektub değil, Yirmidördüncü Söz'ün Onuncu
           Aslına dair Nazif'e bir kısacık Mektubum vardı. Sureti burada kalmamıştı.
           Onuncu  Asl'ın  suretini  Nazif'e  gönderip  o  pusulanın  suretini  bize
           göndermesi için demiştim. Halbuki Onuncu Asl'ı sehven size göndermiş.
           Fakat  gayet  parlak,  uzun  istidası;  bu  küçücük  sehvini  hiçe  indirdi,
           afvettirdi. Bu mes'elenin Sırrı budur
   320   321   322   323   324   325   326   327   328   329   330