Page 328 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 328

42                                                                           YİRMİYEDİNCİ  MEKTUBDAN


          Nur'un  bir  mahrem  parçası  şimdiki  zaman  tamamıyla  tayin  ettiği  bir
          Hadîsin Hakikatını tefsir bahsinde, şeflerin başı Lozan Muahedesinde
          hiçbir  zaman  hiçbir  Müslüman  hakikî  Türk'ü,  hiçbir  Nasraniyete  ve
          Yahudiliğe  ve  başka  Dine  girmeyen  ve  İslâm  Kahramanları  olan
          Türkler'i  Protestan  yapmağa  malûm  hahambaşı  ile  ittifak  ederek  re'y
          veren  o  adam,  bütün  Ülema-yı  İslâm'ın  "Cevazı  yok"  diye  ittifaken
          hükmettikleri  halde,  on  cihetle  kanunlarla  onu  bütün  bu  vatandaki
          masum  Müslümanlara  cebren  giydirdiği  ve  tarih-i  beşerde  bu  çeşit
          manasız acib bir cebr-i umumî yapmak ve hiçbir kanuna uymayan keyfî
          kanun namına kanun ile onu bu Millet-i İslâmiyeye cebren giydirmek;
          elbette o  adama, o  Lozan Muahedesinde verdiği dehşetli  fikrini  isbat
          etmiş ki, Din-i İslâm'a gayet muzır olarak Hadîsin haber verdiği adam
          bu zamanda o şeftir.

                 İşte Hakikat böyle iken, Afyon Mahkemesi adalet namına değil
          belki  o  ölmüş  adamın  muhabbeti  taassubu  namına,  eski  harfle  de
          neşredilen kararnamenin âhirinde bizi  mahkûm  etmek için  en mühim
          sebeb,  savcının  garazkârlığı  sebebiyle,  mahkeme  heyeti  demişler  ki:
          "Said ve arkadaşları, Mustafa Kemal'e Din yıkıcı, süfyan demişler ve
          Kalblerdeki  sevgisini  bozmaya  çalışmışlar,  onun  için  mahkûm
          ediyoruz." Acaba, ölmüş gitmiş bir adamın şahsına karşı bin defa böyle
          itiraz da olsa, şahsî bir dava oluyor. Mahkeme-i adalet buna dair böyle
          bir hüküm vermek, elbette pek acib bir mana, iş içinde vardır. Şimdi
          böyle  adamların  elinde  Nur  eserleri  dört  defa  beraet  kazandıkları  ve
          şimdi Adliye Bakanı üç defa Nur eserlerinin beraetine ve Eserde suç
          mevzuu  olmadığına,  bizi  mahkûm  eden  Afyon  kararını  bozmasıyla
          hüküm verdiği halde şimdi bütün millet; Adalet ve Şefkat ve Diyanete
          Hizmet    bekledikleri   Demokrat     Hükûmeti     zamanında,    eski
          müstebidlerin  dehşetli  plânlarıyla  Risale-i  Nur'a  karşı  garazkârların
          keyfine  bırakmamak;  bırakılsa,  Demokrat  Hükûmeti  aleyhinde  büyük
          bir hıyanettir ve milletin teselli ümidini kırmaktır. Benim Ankara'da bir
          vekilim  Mustafa  Sungur  17.11.950  tarihli  çektiği  telgrafta  "Umum
          Risalenin bize iadesine karar verilmiş" diye müjde verdi ve âdil Adliye
          Vekili üç defa beraet verdiği ve şimdi de Sungur'un Mektubuna göre,
          hem iadesine emir verildiğini ve şimdi telefonla yine haber vereceğim
          söyledikleri halde, bu onaltı seneden beri aleyhimizde olan iftiralar ve
          jurnaller; hem Eskişehir, hem Denizli Mahkemesi'nden bütün dosyaları
          Afyon Mahkemesi  manasız toplamak ve  af kanununun çıkmasıyla ve
          mahkemelerin  beraet  vermesiyle  o  Mübarek  Eserleri  o  dosyalar
          içerisine
   323   324   325   326   327   328   329   330   331   332   333