Page 330 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 330
44 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
Aziz, Sıddık Kardeşim Osman Nuri!
Madem Cenab-ı Hak, senin Kudsî Niyet ve İhlasınla Ankara'da
en mühim genç Said'leri senin etrafına toplamış. Madem Ankara'da
benim bulunmamı lüzumlu görüyorsunuz. Ben de şimdi nafakamla
tedarik ettiğim nüshalarımı, o küçük Medrese-i Nuriyeme benim
bedelime gönderiyorum. Onların adedince Said'ler, seninle komşu
olurlar. Hem fedakâr evlâdın çok fevkinde Sadakatla şimdiye kadar
Hizmetleriyle herbiri birer genç Said olarak beş-on Abdurrahmanlarım
hükmünde Sungur, Ceylan, Tillo'lu Said, Sâlih, Abdullah, Ahmed, Ziya
gibi genç ve çalışkan Said'leri senin yanına hem benim vekilim, hem
senin Talebelerin olarak benim bedelime o küçücük Medrese-i
Nuriyeye nezaret ve bir nevi dershane olarak re'yinize bırakıyorum.
ِ
ِ
قِابْلا وه قِاب ْلَا
َ
َ
َ ُ
Kardeşiniz
Said Nursî
* * *
Aziz, Sıddık ve Mübarek Kardeşlerim!
Evvelâ: Hüsrev'in imzasıyla Reisicumhur'a verilen telgraf, -bir
ihtimali var ki; Ankara'da küçük Hüsrev'ler, Hüsrev'in Kalemiyle
yazılan Kur'anı fotoğrafla tab'etmek ihtimali hatırımıza geldi- siz
Isparta postahanesinden anlayınız ki, ne mahiyette bir telgraftır? Bana
da malûmat veriniz. Merak ettim.
Sâniyen: Konya'daki Rıfat Filiz Kardeşimizin Mektubunda,
bazı sofilerin bize hafif tenkidlerinin hiç ehemmiyeti yoktur. Sakın
müteessir olmasınlar. Hiçbir vecihle mukabele etmesinler. Şimdi Ehl-i
İmanın, hususan Ehl-i tarîkatın ve bilhassa şahsıma aid tenkidlerini bir
nevi nasihat ve bir nevi iltifat telakki ederim. Onlara hakkımı Helâl
ediyorum. Şimdi ehl-i ilhadın bize dehşetli zararlarına karşı; Kardeş-
lerimiz olan Ehl-i İmanın gayet hafif, şahsıma karşı tenkidlerini bir nevi
ikaz ve bizi ihtiyata sevk için bir dostluk telakki ediyorum.
Sâlisen: Bu yakında Afyon'da haftalık gazeteler; gizli münafık-
ların tahriki ile beni de, alâkamız olmadığı bir şeye münasebetdar