Page 380 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 380

94                                                                           YİRMİYEDİNCİ  MEKTUBDAN


          ve      yalnız        Kur'an - ı  Mu'ciz - ül  Beyandır        ki  ;         başında

          ه
           ي
             ف   ِ   ب   ير       َلا    ب    ت ا  ِ   كل  ِ    ذ   ل   ك   ا  ٰ َ ْ َ     Fermanıyla   ilân   edilmiş.  Madem  baştan

                 ْ َ َ  ُ
          buraya kadar bir Hakikati anladın. Elbette bu Hakikatten anlaşılıyor ki,
          Kur'anın Anasır-ı Esasiyesi o dört Hakikattir. Yani; Tevhid, Nübüvvet,
          Haşir ve Adalettir. İşte bu dört Hakikat nasılki Mecmu'-u Kur'anda dört
          Rükündür.  Öyle  de  o  dört  makasıd  çok  Surelerin  her  birisinde
          bulunuyorlar. Her bir Sure bir küçük Kur'an olur. Belki çok Cümlelerin
          içinde de o dört maksada telmihen işaretler var.

                 Belki bazan bir tek Kelimede o dört Esasa remizler var. Çünki
          Kur'anın Eczaları ve Kelime ve Âyetleri, mecmuuna karşı birer âyine
          hükmüne  geçer,  birbirinden  in'ikas  eder.  Güya  Kur'an  müteselsilen
          Âyet  ve  Cümle  ve  Kelimelerine  o  maksadların  Nurunu  veriyor.
          Âyinede  güneş  gibi  bazan  bir  Kelime,  bir  Cümle;  bir  küçük  Kur'anı
          gösterir. İşte Kur'ana mahsus bu nükte, yani cüz', küll gibi aynı maksadı
          göstermesi  maksadıyla  Kur'an  müşahhas  bir  ferd  olduğu  halde,  çok
          efradı  bulunan  bir  küllî  gibi  ilm-i  mantıkça  tarif  edilir.  Demek
          Kur'an'da bin Kur'an'lar var ki, şahs-ı küllî olmuş. Hem öyle de lâzım
          gelir. Çünki hadsiz ve gayet muhtelif taifelere Ders olduğu için, aynı
          Derste hadsiz o taifeler adedince Dersler bulunmak lâzım gelir.
                                                                           ِ
                 Sual: Eğer denilse: Bu dört Maksad-ı Asliyeyi bize  للّا   ِم      بِ ve
                                                                     ٰ
                                                                          ْ
            للّ ِ   د   مح    َا   ْل  cümlesinde göster.
              ْ َ ُ ٰ
                                                  ِ
                 Cevab:  Deriz  ki:  Madem  ا     ِمبِ  Allah'ın  abdlerine  bir  ders

                                           للّ
                                            ٰ
                                                 ْ
          olarak   nâzil  olmuş,  elbette  söylemek  manasında  olan    ق  Kelimesi
                                                                  ل

                                                                   ُ ْ
                 ِ
            ا ِم   بِ içinde  vardır.  İlm-i sarf  ile,   "mukadder"   tabir   edilir.   İşte
          للّ

           ٰ
                ْ
                 ِ
            ا  ِمبِ  'daki   ق  takdiri,  bütün  Kur'andaki   ق   ق  (söyle  söyle)

            للّ
                                                         ل

                          ل

                                                             ل
                                                           ُ ْ
           ٰ
                                                               ُ ْ
                            ُ ْ
                ْ
                                               ِ

                                                       ل
          Lafızlarının Esası ve anası, bu  للّا   ِم      بِ 'daki   ق dür. Buna binaen  لق
                                                         ُ ْ
                                                                             ْ ُ
                                         ٰ
                                              ْ
                                                          ِ
          Kelimesinde  Risalete  işaret  olduğu  gibi,   للّا   ِم      بِ  'ta  dahi  Uluhiyete
                                                    ٰ
                                                         ْ
                            ِ
          remiz  var  ve   بِ  deki  ب  nın  takdimi,   ق  ün  besmelenin  âhirinde
                                   ا
                         م
                          ِ

                                                    ل
                                                     ُ ْ
                           ْ
          mukadder olması hasr ve yalnız
   375   376   377   378   379   380   381   382   383   384   385