Page 177 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 177
KASTAMONU LÂHİKASI 179
ِ
tayinde taayyün var. ِوهَِّلااِو ِ هَِلاِىَا
س َ
ْ
َ س
Şu Tevhid-i Şuhuda bir işarettir. Hakikat-Bîn Nazar Tevhide
ِ
müstağrak olursa der ki: ِوهَِّلااِدوهشمَِلا
َ س ْ َ
َ س
İkinci Cümle: ِدح ِ ِ َا ِ للَّا dır ki, Tevhid-i Uluhiyete tasrihtir. Hakikat,
س ٰ
ٌ َ
Hak Lisanı der ki: ِوهَِّلا ِ ِ اِدوبع ِ مَِلا
َ
َ س
َ س ْ
Üçüncü Cümle: ِدمصلا ِ ِ للَّا dir. İki Cevher-i Tevhide sadeftir.
س ٰ
س َ َّ
Birinci dürrü: Tevhid-i Rububiyet. Evet Nizam-ı Kevn Lisanı der ki:
ِ اِقلا
ِوهَِّلا ِ ِ ِ خ َِلا
َ َ
َ س
İkinci dürrü: Tevhid-i Kayyumiyet. Evet seraser kâinatta, Vücud
ِ
ve hem Bekada, müessire ihtiyaç lisanı der ki: ِ وهَِّلااِمويق َِلا
َ ُّ َ
َ س
ِ
Dördüncü: ِدليِ َ لَ dir. Bir Tevhid-i Celalî müstetirdir; enva'-ı
ْ َ
ْ
şirki reddeder, küfrü keser bîiştibah.
Yani tegayyür, ya tenasül, ya tecezzi eden elbet ne Hâlık'tır, ne
Kayyum'dur, ne İlah.
Veled fikri, tevellüd küfrünü َِ لَِreddeder, birden keser atar. Şu
ْ
şirktendir ki, olmuştur beşer ekserisi gümrah.
Ki İsa (A.S.) ya Üzeyr'in (A.S.) ya Melaik, ya ukûlün tevellüd
şirki meydan alıyor nev-i beşerde gâh bâ-gâh.
Beşincisi: ِدَلويِ َ لَِ و Bir Tevhid-i Sermedî işareti şöyledir:
َ
ْ س
ْ
Vâcib, kadîm, ezelî olmazsa, olmaz İlah.
Yani: Ya müddeten hâdis ise, ya maddeden tevellüd, ya bir
asıldan münfasıl olsa, elbette olmaz şu Kâinata penah.