Page 262 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 262

264                                                                          YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


          niyet etmek gerektir. Tâ herbir Şakird, umumun namına Münacat edip
          çalışsın. Ve bu bîçare ve az çalışabilen ve haddinden çok fazla Hizmet
          ondan  beklenen  bu  Kardeşinize,  o  hüsn-ü  zanları  yanlış  çıkarmamak
          için, geçen Ramazan gibi yardımınızı rica ediyorum.
                                          * * *


                             (Birden Hatıra Gelen Bir Mes'eledir)
                 Herşeyde,  her  musibette,  hususan  beşer  eliyle  gelen  zulümlü
          musibetlerde, Risale-i Kader'de beyan edildiği gibi, iki sebeb var:
                 Biri: Zahiren esbaba bakan beşerdir.

                 Diğeri: Kader-i İlahîdir. Beşer zahirî esbaba bakar, bazan yanlış
          eder,  zulmeder.  Fakat  kader  başka  noktalara  bakar,  Adalet  eder.  İşte
          bugünlerde  elîm  bir  endişe  ile  Risale-i  Nur  Dairesine  temas  eden  üç
          mes'ele,  Adalet-i  Kaderiye  noktasında  manevî  suale  cevaben  ihtar
          edildi.

                 Birinci Sual: Neden fedakâr, yüksek bir şefkatı taşıyan vâlide;
          bu  zamanda  veledinin  malından  irsiyet  almasından  mahrum  edildi?
          Kader müsaade eyledi?
                 Gelen  cevab  şu:  Vâlideler  bu  asırda,  bir  aşılama  suretinde
          şefkatlerini  yanlış  bir  tarzda  sarfetmeleridir  ki;  evlâdım  şan,  şeref,
          rütbe,  memuriyet  kazansın  diye,  bütün  kuvvetleriyle  evlâdlarını
          dünyaya, mekteblere sevkediyorlar. Hattâ mütedeyyin de olsa, Kur'anî
          İlimlerin  okumasından  çekip  dünya  ile  bağlarlar.  İşte  bu  şefkatin  bu
          yanlışından, Kader bu mahrumiyete mahkûm etti.
                 İkinci  Sual:  Risale-i  Nur'la  münasebetdar  bazı  zâtlara
          acıdım. "Neden pederinin malından hakkı iki sülüs iken, o haktan
          kısmen mahrumiyete Kader-i İlahî neden müsaade etti?"

                 Gelen  cevab:  Şu  asırda  öyle  acib  bir  aşılamakla,  ebeveynine
          hürmet  ve  peder  ve  vâlidesinin  şefkatlerine  mukabil  bilâ-kayd  ü  şart
          Kemal-i Hürmet  ve  İtaat  lâzım  iken; ekseriyetle o  Hakikî  Hürmet  ve
          itaat  bozulduğundan,  iki  sülüs  almaktan  zulmen  mahrum  edildiler.
          Kader,  onların  kusuruna  binaen  müsaade  etti.  Kızlar  ise;  gerçi  başka
          cihetlerde  kusurları  çok,  fakat  za'fiyetlerine  binaen,  himayetkâr  ve
          şefkatkâr     ellere    ziyade    muhtaç    bulunduklarından   hürmetlerini,
   257   258   259   260   261   262   263   264   265   266