Page 81 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 81
KASTAMONU LÂHİKASI 83
Nur'un Naşir ve Kâtiblerine mana - yı işarî ile bakıyor. Hem
ٌ ِ ةم ِ ِ ِيق ِ بتك ِ س اهيف ۪ ِ ِ ِ ةرهَط ِ مِافحصِاولتي fıkrası dahi, Risale - i Nur'un
س
ِّ َ َ ٌ َ َ س َّ س س س ْ َ
Eczalarına ve Suhuflarına ve Kitablarına mana-yı işariyle bakıyor.
Fakat cifir hesabıyla, bin üçyüz altmış (1360) küsurdan sonra bu parlak
vaziyeti gösterecekler diye icmalen fehmettik.
Gül Fabrikasının bizlere parlak bir Gül-ü Muhammedî
(A.S.M.) bahçesini hediye edecekti. Onu, bütün Ruh-u Canımızla
bekliyoruz.
ِ للّ Sünnet-i Seniye Dairesinde Kemal-i
Bu zamanda دمحْلا ِ ِ ِ ٰ
ْ َ
İmanı kazanan Risale-i Nur Şakirdleri Evliyaların, Mürşidlerin
nazar-ı dikkatini celbedecek vaziyeti aldığından; her zamanda
bulunan Hakikî Mürşidler, her halde bu zamanda Risale-i Nur
Şakirdlerine müşteri olurlar. Birisini elde etse, yirmi mürid kadar
kıymet verirler.
Hem zevkli ve cazibedar Velayet tereşşuhatı karşısında Risale-i
Nur'un Hizmetindeki meşakkat, mücahede, külfet bulunduğundan,
Feyzi'ye hitaben beyan edilen Hakikat o tarafa da faidesi olur diye
leffen size gönderildi.
Umum Kardeşlerime birer birer Selâm ediyorum.
Feyzi Kardeşim!
Sen, Isparta Vilayetindeki Kahramanlara benzemek istiyorsan tam
onlar gibi olmalısın. Hapishanede -Allah Rahmet eylesin- mühim bir Şeyh
ve Mürşid ve cazibedar bir Nakşî Evliyasından bir Zât, dört ay
mütemadiyen Risale-i Nur'un elli-altmış Şakirdleri içinde celbkârane
sohbet ettiği halde, yalnız bir tek Şakirdi muvakkaten kendine çekebildi.
Mütebâkisi, o cazibedar Şeyhe karşı müstağni kaldılar. Risale-i Nur'un
yüksek, kıymetdar Hizmet-i İmaniyesi onlara kâfi olarak kanaat veriyordu.
O Şakirdlerin gayet keskin Kalb basireti şöyle bir Hakikatı anlamış ki:
Risale-i Nur'la Hizmet ise, İmanı kurtarıyor; Tarîkat ve Şeyhlik ise,
Velayet mertebeleri kazandırıyor. Bir adamın İmanını kurtarmak ise,
on Mü'mini Velayet derecesine çıkarmaktan daha mühim ve daha
Sevablıdır. Çünki İman, Saadet-i Ebediyeyi kazandırdığı için bir
Mü'mine, küre-i arz kadar bir Saltanat-ı Bâkiyeyi temin eder. Velayet
ise, Mü'minin Cennetini genişlettirir, parlattırır. Bir adamı Sultan
yapmak, on neferi paşa yapmaktan