Page 144 - Kuran'da Ümitvar Olmak
P. 144
142 KURAN'DA ÜMİTVAR OLMAK
Neo-Darwinizm ve Mutasyonlar
Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için 1930’la-
rın sonlarında, “Modern Sentetik Teori”yi ya da daha yaygın is-
miyle neo-Darwinizm’i ortaya attılar. Neo-Darwinizm, doğal se-
leksiyonun yanına “faydalı değişiklik sebebi” olarak mutasyonları,
yani canlıların genlerinde radyasyon gibi dış etkiler ya da kopyala-
ma hataları sonucunda oluşan bozulmaları ekledi.
Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmelerine rağ-
men, Darwinistlerin savunduğu model neo-Darwinizm’dir. Teori,
yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün, bu canlıların, ku-
lak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organlarının “mutas-
yonlara”, yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonucunda
oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık bir
bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, aksine
her zaman için canlılara zarar verirler.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sa-
hiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki an-
cak zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöy-
le açıklar:
Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararlıdırlar. Çok ender ola-
rak meydana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özel-
lik, mutasyonların evrimsel bir gelişme meydana getiremeye-
ceğini gösterir. Zaten yüksek derecede özelleşmiş bir orga-
nizmada meydana gelebilecek rastlantısal bir değişim, ya et-
kisiz olacaktır ya da zararlı. Bir kol saatinde meydana gelecek
rasgele bir değişim kol saatini geliştirmeyecektir. Ona büyük
ihtimalle zarar verecek veya en iyi ihtimalle etkisiz olacaktır.
Bir deprem bir şehri geliştirmez, ona yıkım getirir. (B. G. Ran -