Page 229 - Üst Akıl İngiliz Derin Devleti'nin İç Yüzü 2. Cilt
P. 229
Adnan Harun Yahya
Sömürgelerin İngiltere'nin himayesinden ayrılarak bağımsızlıklarını ka-
zanmaları, maddi anlamda büyük bir boşluğa girmelerini de beraberinde ge-
tirmiştir. O vakte kadar bütün üretimlerine İngiliz derin devleti tarafından el
konulmuş, üretim yapamamışlardır. İngiliz derin devletinin oyunları sonu-
cunda tarımı büyük ölçüde terk etmek zorunda kalmış, sanayileşme sistem-
lerine ulaşamamışlardır. Dolayısıyla sözde "bağımsızlık"la birlikte müthiş bir
yoksulluk ile karşı karşıya kalmışlardır. Zaten plan da budur. İngiliz derin
devleti, sömürgelerin legal yollarla İngiliz hakimiyeti altına gireceği alt yapıyı
zaten çoktan hazırlamıştır. Söz konusu fakir devletler, kaçınılmaz olarak İn-
giltere'nin yardımına ihtiyaç duyacaklardır. İngiliz derin devletinin "yardım"
adı altında yaptığı ekonomik hamleler de gerçekte o ülkeyi tümüyle İngiliz
derin devletine bağımlı hale getirecektir.
Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Ticaret Örgütü
(WTO), ihtiyaç içindeki bazı ülkelere fon sağlamakla görevli kurumlardır. Bu
finans kurumlarının yaptığı yardımlar söz konusu ülkenin "yararına" gibi gö-
rünse de, gerçekler çok başkadır. Bu fonlar karşılığında girilen hukuki, eko-
nomik ve siyasi yükümlülükler nedeniyle söz konusu ülke, artık tümüyle İn-
giliz derin devletinin himayesinde bulunan kurumlara teslim olmaktadır.
Bu aslında, sadece eski sömürge ülkeleri için geçerli değildir. Türkiye
dahil Ortadoğu ülkeleri, Asya ülkeleri ve pek çok gelişmekte olan ülke bu sis-
temin tehdidi altına girmiştir.
Allah'a şükür, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın akılcı
ekonomik politikaları neticesinde ülkemiz, IMF boyunduruğundan kurtulmuş
durumdadır. Fakat şu anda pek çok ülke hala boyunduruk altındadır.
Söz konusu kurumların idaresi altında "yardım alan" eski sömürgelerden,
bu yardımlar karşılığında çeşitli beklentiler vardır. Ülkenin, "liberalleşme" adı
altında, sermaye piyasasını yabancı şirketlere açmaya yönelik düzenlemeler
yapması istenmektedir. Yabancı şirketlerin o ülkenin doğal kaynaklarını ve
zenginliklerini yöneten mekanizmalarda söz sahibi olmaları ile yeni sömürü
düzeni başlar.