Page 105 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 105

İLK  HAYATI                                                                                                                       107


               Kosova'daki Dârülfünun için tahsis edilen on dokuz bin altın liranın
           şark Dârülfünunu için verilmesini taleb eder, bu talebi kabul edilir.

               Bediüzzaman  tekrar  Van'a  hareket  eder.  Van  Gölü  kenarındaki
           Artemit'te (Edremit) o Dârülfünunun temeli atılır. Fakat ne çare ki Harb-i
           Umumînin zuhuriyle, teşebbüs geri kalır. Zaten o kış Molla Said, Tale-
           belerine:  "Hazır  olunuz,  büyük  bir  musibet  ve  felâket  bize  yaklaşıyor"
           diye haber vermişti.

                  BEDİÜZZAMAN  SAİD  NURSÎ'NİN  GÖNÜLLÜ  ALAY
                   KUMANDANI  OLARAK  VATAN  VE  MİLLETE
                               FEDAKÂRANE  HİZMETLERİ:

               Bediüzzaman Kafkas cephesinde Enver Paşa ve fırka kumandanının
           hayranlıkla  takdir  ettikleri  Hizmet-i  Cihadiyeyi  yaptıktan  sonra,  rus
           kuvvetlerinin  ilerlemesinden  dolayı  Van'a  çekildi.  Van'ın  tahliyesi  ve
           rusların hücumu sırasında, bir kısım Talebeleriyle Van kal'asında Şehid
           oluncaya kadar müdafaaya kat'î karar verdikleri halde, geri çekilen Van
           Valisi  Cevdet  Beyin  ısrariyle,  Vastan  kasabasına  çekildi.  Vali,  kayma-
           kam,  ahali  ve  asker  Bitlis  tarafına  çekilirken,  bir  alay  Kazak  süvarisi
           Vastan üzerine hücum etmişti. Molla Said, Van'dan kaçan ahalinin mal
           ve  çoluk  çocuklarının  düşman  eline  geçmemesi  için  otuz  kırk  kadar
           kaçamamış asker ve bir kısım Talebeleriyle o Kazaklara karşı koymuş ve
           hepsinin  kurtulmasını  sağlamıştır.  Hattâ,  hücum  eden  Kazaklara  dehşet
           vermek  için,  geceleyin  onların  üstündeki  yüksek  bir  tepeye  hücum
           tarzında  çıkıyor;  gûya  büyük  bir  imdat  kuvveti  gelmiş  zannettirerek,
           Kazakları  oyalayıp  ilerletmiyordu.  Böylelikle,  Vastan'ın rus  istilâsından
           kurtulmasına sebep olmuştur.

               O Muharebe zamanlarında sipere döndüğü vakit, kıymettar Talebesi
           Molla  Habib  ile  "İşârâtül-İ'caz"  namındaki  Tefsirini  te'lif  ediyordu.
           Bazan avcı hattında, bazan at üzerinde, bazan da sipere girdikleri zaman;
           kendisi söylüyor, Molla Habib de yazıyordu. "İşârâtül-İ'caz" ın büyük bir
           kısmı bu vaziyette te'lif edilmiştir. (Hâşiye) Bu Hârika Tefsirin başındaki
           "İfade-i Meram"ı Tefsir hakkında

               ------------------
               (Hâşiye): TENBİH: Bu "İşârâtül-İ'caz" Tefsiri, eski Harb-i Umuminin birinci senesinde,
           Cephe-i Harbde, me'hazsız olarak, Kitab mevcud olmadığı halde te'lif
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110