Page 126 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 126

128                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          üstünde  kütle  halinde  durdurmak  ve  zîhayata  muntazam  bir  Vücud
          vermek; ne derece imkândan, ihtimalden, akıldan uzak olduğu görünüyor.
          Elbette kimin Kalbinde körlük yoksa görür.

                 Evet; bu Hakikata binaen:

                                                          ِ
                                                ِ
                                                                          ِ
                                                    ِ
                                                                      َّ
                  ه   َل اوعمت   جا ِوَلو اًب ا   بذ اوقُلخي ن   َل للّا نود نم نوعدت ني    ذلا  نا
                          ْ َ َ
                                                                        َّ
                                   َ ُ
                                                 ٰ
                                        ُ ْ َ ْ
                               َ
                  ُ
                                                       ُ ْ
                                                            َ ُ ْ َ َ
                      ُ
          bu Âyet-i Azîmenin (Hâşiye) Sırriyle, bütün esbab-ı maddiye toplansa,
          onların ihtiyarları da olsa, bir tek sineğin vücudunu ve o vücudun ciha-
          zatını mizan-ı mahsusla toplayamazlar. Toplasalar da, o vücudun mikdar-
          ı  muayyenesinde  durduramazlar.  Durdursalar  da,  daima  tazelenmekte
          olan ve o vücuda gelip çalışan zerratı muntazaman çalıştıramazlar. Öyle
          ise;  bilbedahe,  esbab  bu  eşyaya  sahip  çıkamazlar.  Demek  Sahib-i
          Hakikîleri   başkadır.    Evet,    öyle    bir    Sahib - i  Hakikîleri    var   ki,
                            ِ
              ِ
                                     َ
              دحاو     سف   نَك  َّلاا  م   ُكثعب  لاو  مُكقْلخ    م ا     َ  Âyetinin  Sırriyle,  bütün
           ة

                                       َ ْ ُ َ
                      َ ْ
            َ
                              ْ
                                 ُ ْ َ
                َ
          zeminin  yüzündeki  zîhayatı,  bir  sineğin  İhyası  kadar  kolay  yapar.  Bir
          baharı,  bir  tek  çiçek  kolaylığında  icad  eder.  Çünkü  toplamaya  muhtaç
          değil.  "Emr-i نوُكي   ف    نُك  "  e  Malik  olduğundan  ve  her  baharda  hadsiz
                               ْ َ َ
          mevcudat-ı  bahariyenin  madde-i  unsuriyesinden  başka  hadsiz  sıfat  ve
          ahval  ve  eşkâllerini  hiçten  İcad  ettiğinden  ve  İlminde  her  şeyin  plânı,
          modeli,  fihristesi  ve  programı  taayyün  ettiğinden  ve  bütün  zerrat  Onun
          İlim ve Kudreti Dairesinde hareket ettiklerinden, kibrit çakar gibi her şeyi
          nihayet  kolaylıkla  İcad  eder  ve  hiçbir  şey,  zerre  miktar  hareketini
          şaşırmaz. Seyyarat, mutî bir ordusu olduğu gibi zerrat dahi muntazam bir
          ordusu hükmüne geçer. Madem  O Kudret-i Ezeliyeye istinaden hareket
          ediyorlar ve O İlm-i Ezelînin Düstûrlariyle çalışıyorlar; elbette o eserler,
          O  Kudrete  göre  Vücuda  gelir.  Yoksa,  o  küçük,  ehemmiyetsiz  şahsiyet-
          lerine  bakmakla  o  eserler  küçülmez.  O  Kudrete  İntisab  kuvvetiyle  bir
          sinek, bir nemrud'u gebertir; karınca, firavun'un sarayını harap eder; zerre
          gibi  küçük  çam  tohumu,  dağ  gibi  koca  bir  çam  ağacının  yükünü
          omuzunda taşıyor. Bu Hakikati çok Risalelerde isbat ettiğimiz gibi; nasıl
          ki bir nefer askerlik vesikasiyle

                 ------------------
              (Hâşiye): Allahtan başka, bütün çağırdığınız ve İbadet ettiğiniz şeyler toplansalar, bir
          sineği halkedemezler.
   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131