Page 156 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 156

158                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          edip hakikî Medeniyet-i İnsaniye ve Terakki olan Medeniyet-i İslâmiyeye
          sarılmak ve Onu, hal ve harekâtında kendine Rehber eylemek lâzımdır.

              Avrupa ve Amerikadan getirilen ve Hakikatta yine İslâmın malı olan
          fen  ve  san'atı,  Nur-u  Tevhid  içinde  yoğurarak,  Kur'anın  bahsettiği
          Tefekkür  ve  Mâna-yı  Harfî  nazariyle,  yâni  Onun  San'atkârı  ve  Ustası
          namiyle  onlara  bakmalı  ve  "Saadet-i  Ebediye  ve  Sermediyeyi  gösteren
          Hakaik-ı İmaniye ve Kur'aniye Mecmuası olan Nurlara doğru ileri, arş!"
          demeli ve dedirmeliyiz!..

              Ey  eski  çağların  cihangir  Asya  Ordularının  Kahraman  askerlerinin
          torunları olan muhterem Din Kardeşlerim!

              Beş yüz senedir yattığınız yeter! Artık Kur'ânın Sabahında uyanınız.
          Yoksa  Kur'ân-ı  Kerimin  Güneşinden  gözlerinizi  kapatarak  gaflet  sahra-
          sında yatmakla vahşet ve gaflet sizi yağma edip perişan edecektir.

              Kur'ânın mecrasından ayrılarak birleşmiyen su damlaları gibi toprağa
          düşmeyiniz. Yoksa toprak gibi sefahet ve şehvet-i medeniye sizi emerek
          yutacaktır.  Birleşen  su  damlaları  gibi,  Kur'an-ı  Kerimin  Saadet  ve
          Selâmet  mecrasında  İttihad  ederek,  sefahet  ve  rezalet-i  medeniyeyi
          süpürüp, bu vatana Âb-ı Hayat olan, Hakikat-ı İslâmiye sularını akıtınız.

              O  Hakikat-ı  İslâmiye  suları  ile  bu  topraklarda  Îman  Ziyası  altında
          hakikî  Medeniyetin  fen  ve  san'at  çiçekleri  açacak,  bu  vatan  maddî  ve

          mânevî Saadetler içinde gül ve gülistana dönecektir.  ا للّ   ءآش  ْ َ  ِ   ا   ن   ..

                                                              َ ٰ
                                                           ُ

              Sadede dönüyoruz. Evet; Bediüzzaman Said Nursî, Barla'da ikamete
          memur  edilip  Risale-i  Nuru  Te'lif  ettiği  seneler,  yukarıda  bir  nebze
          zikrettiğimiz  gibi,  zerreyi  dağ  gibi  kıymetlendiren  ehemmiyetli  seneler
          idi. Nasılki kışın dondurucu soğuğunda ve ağır şerait altında bir saatlik
          nöbet, bir sene İbadetten hayırlıdır; aynen öyle de: O zaman-ı müdhişede,
          değil  yüz  otuz  Risaleyi,  belki  İman  ve  İslâmiyete  dair  hakikî  bir  tek
          Risale yazabilmek dahi, binler Risale kıymet ve ehemmiyetinde idi.

              Evet; dinsizliğin hükümferma olduğu o dehşetli devirde, Ehl-i Din,
          terzil edilmeye çalışılıyordu. Hattâ Kur'anı dahi tamamen kaldırmak
   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161