Page 216 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 216
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ'NİN ESKİŞEHİR
MAHKEMESİ MÜDAFAATINDAN BİR KISMI
1935
Eskişehir mahkemesinde, Said Nursî'nin siyasî şeylerle meşgul olma-
dığı tahakkuk etmiş, sadece bir Âyet-i Kerimeyi tefsir eden bir Risalesin-
den dolayı ceza verilmiştir ki, Âyet-i Kerime tefsirinden dolayı bir
Müfessiri cezalandırmak, dünyanın hiçbir mahkemesinde görülmemiştir;
elbette ve elbette büyük bir adlî hatadır.
O Müdafaadan Bir Parça
Ey hey'et-i hâkime: Beni, dört - beş madde ile ittiham edip tevkif
ettiler.
B i r i n c i M a d d e : İrtica fikriyle Dini âlet edip, emniyet-i
umumiyeyi ihlâl edebilecek bir teşebbüs niyeti olduğu ihbar edilmiş.
E l c e v a b : Evvelâ; imkânat başkadır, vukuat başkadır. Herbir fert,
çok adamları öldürebilmesi mümkündür. Bu imkân-ı katil cihetiyle
mahkemeye verilir mi? Herbir kibrit, bir haneyi yakması mümkündür. Bu
yangın imkâniyle kibritler imha edilir mi?
Saniyen: Yüzbin defa hâşâ! İştigal ettiğimiz Ulûm-u İmaniye, Rızâyı
İlâhiyyeden başka hiçbir şeye âlet olamaz. Evet, Güneş Kamer'e peyk ve
tâbi olmadığı gibi, Saadet-i Ebediyyenin nuranî ve kudsî Anahtarı ve
Hayat-ı Uhreviyyenin bir Güneşi olan Îman dahi, hayat-ı içtimaiyyenin
aleti olamaz. Evet, bu Kâinatın en muazzam mes'elesi ve şu Hilkat-ı
Âlemin en büyük Muamması olan Sırr-ı İmandan daha ehemmiyetli bir
Mes'ele-i Kâinat yoktur ki, bu Mes'ele-i Sırr-ı İman ona âlet olsun.
Ey hey'et-i hâkime! Eğer bu işkenceli tevkifim, yalnız hayat-ı
dünyeviyeme ve şahsıma aid olsa idi; emin olunuz ki, on seneden beri
sükût ettiğim gibi yine sükût edecektim. Fakat tevkifim, çokların Hayat-ı
Ebediyelerine ve muazzam Tılsım-ı Kâinatın keşfini tefsir eden Risale-i
Nur'a aid olduğundan, yüz başım olsa ve her gün biri kesilse, bu Sırr-ı
Azimden vaz geçmiyeceğim; ve sizin elinizden kurtulsam, elbette ecel
pençesinden kurtulamıyacağım. Ben ihtiyarım, kabir kapısındayım. İşte o
müdhiş Tılsım-ı Kâinat Keşşafı olan Kur'an-ı Hakîmin o muazzam
keşfini göze gösterir bir surette tefsir