Page 214 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 214

216                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


              Gizli dinsizler, Isparta havalisinde: "Bediüzzaman ve Talebeleri idam
          edilecek"  diye  propagandalar  yaptırarak,  korku  ve  dehşet  saçıyorlar
          (Hâşiye). Diğer taraftan Bediüzzaman hapse konulmasından mütevellid
          muhtemel  bir  isyan  hareketinin  vukuundan  korkan  istibdat  ve  ceberut
          devrinin hükûmet reisi, Şark Vilâyetlerine seyahate çıkıyor.

              Halbuki Bediüzzaman, ömrü boyunca müsbet hareket etmeyi düstur
          edinmiş;  "Birkaç  adamın  hatasiyle  yüzer  adamların  zarar  görmesine
          sebep olunamaz" demiştir. Bunun içindir ki, yapılan o kadar gaddarane
          zulümler  esnasında  bir  tek  hadise  meydana  gelmemiş  ve  Bediüzzaman
          Said  Nursî,  Talebelerine  daima  Sabır  ve  Tahammül  ve  yalnız  İman  ve
          Islâmiyete  çalışmayı  tavsiye  etmiştir.  Ve  bu  gibi  evhamların,  dinsizlik
          hesabına,  maksad-ı  mahsusla  husule  getirildiğini  herkes  anlamıştır.
          Bediüzzaman yüz yirmi Talebesiyle beraber 1935 de Eskişehir Ağır Ceza
          Mahkemesine sevkediliyor. Ani yapılan araştırmalarla elde edilen bütün
          Risale  ve  Mektublar  meydanda  olduğu  halde,  mahkûmiyetlerini  intaç
          edecek  bir  delile  rastgelinememiş  ve  neticede  Kanaat-ı  Vicdaniye  ile
          keyfi bir surette Said Nursî'ye on bir ay ve on beş arkadaşına da altışar ay
          ceza  vererek;  mütebaki  kalan  yüz  beş  kişiyi  beraat  ettirmiştir.  Halbuki
          isnad  edilen  suç  sabit  olsaydı,  Bediüzzaman  Said  Nursî'nin  idamına  ve
          arkadaşlarının  da  hiç  olmazsa  ağır  hapsine  hükmedilecekti.  Nitekim  bu
          yersiz karara Bediüzzaman itiraz etmiş ve bu cezanın bir beygir hırsızına
          veya bir kız kaçırıcısına lâyık olduğunu belirterek kendisinin ya beraatına
          veya idamına veyahut yüz bir sene hapse mahkûmiyetine hükmedilmesini
          israrla istemiştir.

              Burada, Harika bir hâdiseyi nakletmeden geçemiyeceğiz. Şöyleki:

              Bediüzzaman hapiste iken, bir gün, o zamanın Eskişehir müddeiumu-
          mîsi

                 ------------------
              (Hâşiye): Evet; zulmün sonu, zalimin mahvına olarak öyle tecelli eder ve etmiştir ki; o
          plânları yapanlar, şimdi ölümün idam-ı ebedîsine mahkûm bir vaziyette Cehennemin esfel-i
          safilînine  yuvarlanmakta,  tam  mağlûbiyet  ve  Cehennem  azabından  daha  şedid  azablar
          içerisinde şevketi sönmüş olarak zelilâne bir ömür geçirmektedirler.

                 Bediüzzaman  ise;  İman  ve  İslâmiyetin  bahadır  ve  Kahraman  bir  Hâdimi  olarak,
          İslâmî  bir  İzzet ve  İmanî  bir şehametle hâlâ yaşamakta,  Kur'an ve  İman  Hizmetini  devam
          ettirmekte  ve  İslâmî  Zaferleriyle  Müslüman  Türk  Milletine  ve  Âlem-i  İslâma  manevî
          Bayramlar idrak ettirmektedir.
   209   210   211   212   213   214   215   216   217   218   219