Page 218 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 218

220                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


              Evet,  ilişmedim  ve  ilişenlere  de  iştirâk  etmedim.  Çünki:  An'anât-ı
          Milliye-i  İslâmiye  lehinde  istimal  edilebilir  bir  deha-yı  askerîyi,  an'ane
          aleyhine  çevirmeye  maatteessüf  bir  vesile  oldu.  Evet;  ben,  Ankara
          reislerinde, hususan reisicumhurda bir deha hissettim ve dedim:

              -  Bu  dehayı  kuşkulandırmakla  an'anât  aleyhine  çevirmek  caiz
          değildir. Onun için, ne kadar elimden gelmişse dünyalarından çekindim,
          karışmadım.  On  üç  senedenberi  siyasetten  çekildim;  hattâ  bu  yirmi
          Bayramdır, bir - ikisinden başka umumlarında, bu gurbette, kendi odam-
          da  yalnız  mahpus  gibi  geçirdim;  tâ  ki  siyasete  bulaşmam  tevehhüm
          edilmesin.  Hükûmetin  işlerine  ilişmediğime  ve  karışmak  istemediğime
          delâlet eden:

              Birinci Delil: On üç senedir, siyaset lisanı olan gazeteleri bu müddet
          zarfında hiç okumadığım dokuz sene oturduğum Barla köyünde, dokuz
          ay  ikamet  ettiğim  Isparta'da  dostlarım  biliyorlar.  Yalnız;  Isparta  tevkif-
          hanesinde,  gayet  insafsız  bir  gazetecinin,  dinsizcesine,  Risale-i  Nur'un
          Talebelerine hücumunun bir fıkrası, istemediğim halde kulağıma girdi.

              İkinci  Delil:  On  senedir  Isparta  Vilâyetinde  bulunuyordum.
          Dünyanın  çok  tahavvülâtı  içinde  siyasete  karışmak  teşebbüsüne  dâir
          hiçbir emare, hiçbir tereşşühat görülmediğidir.

              Üçüncü  Delil:  Hiçbir  hatıra  gelmeyen,  âni  olarak  benim
          ikametgâhım  bastırıldı,  tam  taharrî  edildi.  On  seneden  beri  en  mahrem
          Evrakımı ve Kitablarımı aldılar. Hem vali dairesi, hem polis dairesi, bu
          Kitablarımda siyaset-i hükümete ilişecek hiçbir maddeyi bulamadıklarını
          itiraf etmeleridir. Acaba; on sene değil, belki on ay benim gibi sebebsiz
          nefyedilen ve merhametsizce zulüm gören ve işkenceli tazyik ve tarassut
          edilen bir adamın en mahrem Evrakı meydana çıksa, zalimlerin yüzlerine
          savrulacak on madde çıkmaz mı?

              Eğer  denilse:  "Yirmiden  ziyade  Mektubların  yakalandı?"  Ben  de
          derim:  O  Mektublar,  birkaç  sene  zarfında  yazılmışlar.  Acaba,  on  sene
          zarfında on dosta, on ve yirmi ve yüz Mektub çok mu? Madem muhabere
          serbesttir ve dünyanıza ilişmezler, bin olsa da bir suç teşkil etmezler.

              Dördüncü Delil: Müsadere edilen bütün Kitablarımı görüyorsunuz
   213   214   215   216   217   218   219   220   221   222   223