Page 294 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 294

296                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          şâhid  vardır.  Demek  Risale-i  Nur'un  Dairesine  yakın  bulunanlar  içine

                                                  ِ ِ

                                                ر
          girmezse, tehlike ihtimali kavidir.Evet,   خ ٰلا   ْا   َ لَ َ    ين ا      ع  َ ْ    ُّدلا    ةو    َ    يحْلا      نو  ِ    ت   ح   ب    يُ
                                               ة

                                                                            ْ َ َ ُّ َ
                                                                  ٰ َ
                                                َ
          işaretiyle; bu asır, hayat-ı dünyeviyeyi Hayat-ı Uhreviyeye, Ehl-i İslâm'a
          da bilerek tercih ettirdi. Hem, binüçyüz otuzdört tarihinde başlayıp öyle
                                                       ِ ِ

                                                    ة
          bir  rejim  Ehl-i  İman  içine  sokuldu.  Evet,   خ ٰلاْا     َ لَع  Cifir  ve  Ebced

                                                     ر
                                                             َ
                                                     َ
          hesabiyle  binüçyüzotuzüç  veya  dört  ederek,  aynı  vakitte  eski  Harb-i
          Umumî'de  İslâmiyet  düşmanları  galebe  çalmakla  muahede  şartını,
          dünyayı  Dine  tercih  rejiminin  mebdeine  Tevafuk  ediyor.  İki-üç  sene
          sonra bilfiil neticeleri görüldü.

                                                                    Said Nursî

                                            * * *

                  ÜSTAD   BEDİÜZZAMAN'IN   İKİNCİ   DÜNYA   HARBİ
                      ESNASINDA   YAZDIĞI   MÜHİM   BİR   MEKTUB

                                                 ِ
                                        ه   ناحبس    ه        مسا ِ   ب
                                       ُ
                                                   ْ
                                        َ َ ْ ُ

              Şiddet-i  şefkat  ve  rikkatten  ve  bu  kışın  şiddetli  soğuğuyla  beraber
          mânevî  ve  şiddetli  bir  soğuk  ve  musibet-i  beşeriyeden  biçarelere  gelen
          felâketler,  sefâletler,  açlıklar,  şiddetle  rikkatime  dokundu.  Birden  ihtar
          edildi ki: Böyle musibetlerde kâfir de olsa hakkında bir nevi Merhamet
          ve  Mükâfat  vardır  ki,  o  musibet  ona  nisbeten  çok  ucuz  düşer.  Böyle
          musibet-i  semâviye,  mâsumlar  hakkında  bir  nevi  Şehâdet  hükmüne
          geçiyor.  Üç  dört  aydır  ki,  dünyanın  vaziyetinden  ve  harbinden  hiç  bir
          haberim  yokken,  avrupa  ve  rusyadaki  çoluk  çocuğa  acıyarak  tahattur
          ettim. O mânevî ihtarın beyan ettiği taksimat, bu elîm Şefkate bir merhem
          oldu. Şöyle ki :

              O musibet-i semâviyeden, zâlim kısmının cinayetinin neticesi olarak
          gelen felâketten vefat eden ve perişan olanlar,  eğer onbeş yaşına kadar
          olanlar ise, ne dinde olursa olsun, Şehid hükmündedir. Müslümanlar gibi
          büyük    mükâfat - ı  mâneviyeleri,     o     musibeti     hiçe     indirir.
   289   290   291   292   293   294   295   296   297   298   299