Page 363 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 363

KASTAMONU   HAYATI                                                                                                   365


           bulunuyorlar. Birden Kur'ân'ın Lisanından bu Âyeti dinlerken gördü; bu
           Âyet, Kâinat üstünde dünyanın yüzünde öyle bir perde açtı ve ışıklandırdı
           ki;  bu  Ezelî  Nutuk  ve  bu  Sermedî  Ferman,  asırlar  sıralarında  dizilen
           zîşuurlara  Ders  verip  gösteriyor  ki;  bu  Kâinat,  bir  Câmi-i  Kebir
           hükmünde, başta Semavat ve Arz olarak umum mahlûkatı, hayatdarâne
           Zikir ve Tesbihde, ve Vazife başında cûş u huruşla mes'udane ve memnu-
           nane  bir  vaziyette  bulunduruyor,  diye  müşahede  etti.  Ve  bu  Âyetin
           Derece-i  Belâgatını  zevk  ederek,  sair  Âyetleri  buna  kıyasla,  Kur'ân'ın
           Zemzeme-i Belâgatı arzın nısfını ve nev'-i beşerin humsunu istilâ ederek,
           Haşmet-i  Saltanatı  Kemal-i  İhtiramla  ondört  asır  bilâfasıla  idame
           ettiğinin binler Hikmetlerinden bir Hikmetini anladı.

               Dördüncü Nokta: Kur'ân, öyle hakikatlı bir halâvet göstermiş ki; en
           tatlı  bir  şeyden  dahi  usandıran  çok  tekrar,  Kur'ân'ı  tilâvet  edenler  için
           değil usandırmak, belki Kalbi çürümemiş ve zevki bozulmamış adamlara
           tekrar-ı  tilâveti  halâvetini  ziyadeleştirdiği  eski  zamandan  beri  herkesçe
           müsellem olup, darb-ı mesel hükmüne geçmiş. Hem öyle bir tazelik ve
           gençlik  ve  şebabet  ve  garabet  göstermiş  ki,  ondört  asır  yaşadığı  ve
           herkesin  eline  kolayca  girdiği  halde,  şimdi  Nâzil  olmuş  gibi  tazeliğini
           muhafaza ediyor. Her asır, kendine hitabediyor gibi bir gençlikte görmüş;
           her  Taife-i  İlmiye,  O'ndan  her  vakit  istifade  etmek  için  kesretle  ve
           mebzuliyetle  yanlarında  bulundurdukları  ve  üslûb-u  ifadesine  ittiba'  ve
           iktida  ettikleri  halde  O,  üslûbundaki  ve  tarz-ı  beyanındaki  garabetini
           aynen muhafaza ediyor.

               Beşincisi: Kur'ân'ın bir cenahı mâzide, bir cenahı müstakbelde; kökü
           ve  bir  kanadı,  eski  Peygamberlerin  ittifaklı  Hakikatleri  olduğu  ve  bu,
           Onları  Tasdik  ve  Te'yid  ettiği  ve  Onlar  dahi  Tevafukun  lisan-ı  hâliyle
           bunu tasdik ettikleri gibi.. öyle de, Evliya ve Asfiya gibi O'ndan Hayat
           alan  semereleri  ve  hayatdar  tekemmülleriyle  Şecere-i  Mübarekelerinin
           Hayatdar,  Feyizdar  ve  Hakikatmedar  olduğuna  delâlet  eden  ve  ikinci
           kanadının  himayesi  altında  yetişen  ve  yaşayan  Velâyetin  bütün  Hak
           Tarikatları ve İslâmiyetin bütün Hakikatlı İlimleri, Kur'ân'ın Ayn-ı Hak
           ve Mecma-i Hakaik ve Camiiyette misilsiz bir Hârika olduğuna şehadet
           eder.

               Altıncısı:  Kur'ân'ın  altı  ciheti  nuranîdir;  Sıdk  ve  Hakkaniyetini
           gösterir.   Evet;   altında  Hüccet  ve  Bürhan  direkleri,   üstünde   Sikke-i
   358   359   360   361   362   363   364   365   366   367   368