Page 560 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 560

562                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          dahiliye  vekilinin  emriyle  üç  ay  tedkikten  sonra,  tenkid  etmiyerek  tam
          kıymetini  takdir  edip:  "Kıymetdar  Eser"  diye  diyanet  kütübhanesine
          konulan  "Zülfikar  ve  Asâ-yı  Mûsa"  gibi  Kabr-i  Peygamberî  (A.S.M.)
          üzerinde Alâmet-i Makbuliyet olarak Asâ-yı Mûsâ Mecmuasını Hacılar
          gördükleri halde, Nur Eczalarını evrak-ı muzırra gibi toplayıp mahkeme
          eline  vermek;  acaba  hiç  bir  kanun,  hiç  bir  Vicdan  hiç  bir  İnsaf  buna
          müsaade eder mi ?

                                            * * *

               AFYON HÜKÜMET VE ZÂBITASINA VE MAHKEMESİNE
                        BİR KAÇ NOKTA MARUZATIM VAR

              Birincisi:  Ekser  Enbiyanın  şarkta  ve  Asya'da  zuhurları  ve  ağleb-i
          hükemanın garbta ve avrupa'da gelmeleri Kader-i Ezeliyenin bir işaretidir
          ki; Asya'da Din hâkimdir; felsefe ikinci derecededir. Bu Remz-i Kadere
          binaen, Asya'da hüküm süren, dindar olmazsa da, Din lehine çalışanlara
          ilişmemeli belki teşvik etmelidir.

              İkincisi: Kur'ân-ı Hakîm, bu zemin kafasının Aklı ve Kuvve-i Mü-
                      ِ
                             ِ
          fekkiresidir.   للّاِب ذاي ; Eğer Kur'ân Küre-i Arzın başından çıksa, Arz di-
                                َا   ْل   ع
                       ٰ
                          ُ َ
          vane  olacak.  Akıldan  boş  kalan  kafasını  bir  seyyareye  çarpması,  bir
          Kıyamet  kopmasına  sebeb  olması  Akıldan  uzak  değildir.  Evet  Kur'ân;
          Arşı Ferş ile bağlamış bir Zincir, bir Hablullahdır. Cazibe-i umumiyeden
          ziyade zemini muhafaza ediyor. İşte, bu Kur'ân-ı Azîmüşşan'ın hakikî ve
          kuvvetli bir Tefsiri olan Risale-i Nur; bu asırda, bu vatanda, bu millete
          yirmi  seneden  beri  te'sirini  göstermiş  büyük  bir  Ni'met-i  İlâhiyye  ve
          sönmez bir Mu'cize-i Kur'âniyedir. Hükümet, Ona ilişmek ve Talebelerini
          Ondan  ürkütüp  vazgeçirmek  değil,  belki  Onu  himaye  etmek  ve
          okunmasına teşvik etmek gerektir.

              Üçüncüsü: Ehl-i Îmandan bütün gelenler, mâziye gidenlere mağfiret
          Dualariyle ve Hasenatlarını onların Ruhlarına bağışlamalariyle yardımla-
          rına  binaen  Denizli  Mahkemesinde  demiştim:  "Mahkeme-i  Kübrada
          milyarlar  Ehl-i  Îman  olan  dâvacılar  tarafından,  Kur'ân  Hakikatlarına
          Hizmet eden Nur Talebelerini mahkûm ve perişan etmek isteyenlerden ve
          sizlerden sorulsa ki: Serbestiyet kanunuyla
   555   556   557   558   559   560   561   562   563   564   565