Page 250 - Evrimcilerin Yanılgıları
P. 250
248 EVR‹MC‹LER‹N YANILGILARI
ler. Ama en garibi A. fienel gibi baz› kiflilerin, kendi savunduklar› teze
ölümcül bir darbe indiren bu "kara kutu"yu, kendi lehlerinde bir geliflme
sanarak ortaya ç›kmas›d›r.
Karfl› taraf bu denli büyük bir muhakeme bozuklu¤u içinde olunca, sa-
vunduklar› fleyin neden yanl›fl oldu¤unu onlara anlatmak da zorlaflmakta-
d›r. Biz yine de A. fienel gibi materyalistlerin di¤er mant›k bozukluklar›n›
aç›klamaya devam edelim.
2. Din, Do¤an›n Karanl›kta Kalmas›n› De¤il,
Araflt›r›lmas›n› Emreder
Bilim ve Ütopya yazar› A. fienel, üstte sözünü etti¤imiz mant›k bo-
zuklu¤u nedeniyle, bilimin her yeni keflfini, yarat›l›fl kavram›na ve dola-
y›s›yla dine karfl› itirazlar oluflturan birer geliflme sanmaktad›r. Belki ‹s-
lam ile Ortaça¤ H›ristiyanl›¤›n› birbirine kar›flt›rd›¤› için, bilim ile dini bir-
birine z›t iki gerçek gibi görmektedir.
Oysa bilimin ilerlemesi ve do¤an›n s›rlar›n› en derin detaylar›na kadar
çözmesi, dinin ö¤retti¤i gerçekleri geçersiz k›lacak bir geliflme de¤il, aksine
dinin verdi¤i bilgileri teyid edecek bir geliflmedir. Din, bizlere yarat›l›fl ger-
çe¤ini ö¤retmektedir ve bilim do¤ay› inceledikçe bunun detaylar›n› bulmak-
tad›r. Din bizlere evrende büyük bir denge ve tasar›m oldu¤unu bildirmek-
te, bilim de bunu gözlemlemektedir.
Zaten dinin kendisi, insanlar› do¤ay› araflt›rmaya teflvik eder. Allah,
bizlere evrenin nas›l yarat›ld›¤›n› incelemeyi emretmektedir. Bir Kuran aye-
tinde flöyle bildirilmektedir:
De ki: "Yeryüzünde gezip dolafl›n da, böylelikle yaratmaya nas›l bafl-
lad›¤›na bir bak›n, sonra Allah ahiret yaratmas›n› (veya son yaratma-
y›) da infla edip yaratacakt›r. fiüphesiz Allah, herfleye güç yetirendir."
(Ankebut Suresi, 20)
Yüzlerce Kuran ayetinde, Allah'›n gökleri ve yeri nas›l yaratt›¤›, canl›-
lar› nas›l var etti¤i anlat›lmakta ve insanlar, bu gerçekleri gözlemleyip üze-
rinde düflünmeye davet edilmektedir. Çünkü do¤adaki her detay Allah'›n
bir ayetidir ve bu ayetlerin incelenmesi, Allah'›n yarat›fl›ndaki mükemmelli-
¤in kavranmas›n› sa¤lar.