Page 181 - Kuran'ın Bazı Sırları
P. 181
Harun Yahya (Adnan Oktar) 179
da düzenlendi. Miller, ilkel dünya atmosferinde olduğunu iddia et-
tiği gazları bir deney düzeneğinde birleştirerek ve bu karışıma
enerji ekleyerek, proteinlerin yapısında kullanılan birkaç organik
molekül (aminoasit) sentezledi. O yıllarda evrim adına önemli bir
aşama gibi tanıtılan bu deneyin geçerli olmadığı ve deneyde kulla-
nılan atmosferin gerçek dünya koşullarından çok farklı olduğu,
ilerleyen yıllarda ortaya çıkacaktı. ("New Evidence on Evolution of
Early Atmosphere and Life", Bulletin of the American Meteorological
Society, c. 63, Kasım 1982, s. 1328-1330)
Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de kullandığı
atmosfer ortamının gerçekçi olmadığını itiraf etti. (Stanley Miller,
Molecular Evolution of Life: Current Status of the Prebiotic Synthesis
of Small Molecules, 1986, s. 7)
Hayatın kökeni sorununu açıklamak için 20. yüzyıl boyunca yü-
rütülen tüm evrimci çabalar hep başarısızlıkla sonuçlandı. San Di-
ego Scripps Enstitüsü'nden ünlü jeokimyacı Jeffrey Bada, evrimci
Earth dergisinde 1998 yılında yayınlanan bir makalede bu gerçeği
şöyle kabul eder:
Bugün, 20. yüzyılı geride bırakırken, hala, 20. yüzyıla girdiğimiz-
de sahip olduğumuz en büyük çözülmemiş problemle karşı karşı-
yayız: Hayat yeryüzünde nasıl başladı? (Jeffrey Bada, Earth, Şu-
bat 1998, s. 40)
Hayatın Kompleks Yapısı
Evrim teorisinin hayatın kökeni konusunda bu denli büyük bir
açmaza girmesinin başlıca nedeni, en basit sanılan canlı yapıların
bile olağanüstü derecede kompleks yapılara sahip olmasıdır. Canlı
hücresi, insanoğlunun yaptığı bütün teknolojik ürünlerden daha
komplekstir. Öyle ki bugün dünyanın en gelişmiş laboratuvarla-
rında bile cansız maddeler biraraya getirilerek canlı bir hücre üre-
tilememektedir.