Page 183 - Kuran'ın Bazı Sırları
P. 183

Harun Yahya (Adnan Oktar)                 181


              Evrimin Hayali Mekanizmaları

              Darwin'in teorisini geçersiz kılan ikinci büyük nokta, teorinin
            "evrim mekanizmaları" olarak öne sürdüğü iki kavramın da gerçek-
            te hiçbir evrimleştirici güce sahip olmadığının anlaşılmış olmasıdır.
              Darwin, ortaya attığı evrim iddiasını tamamen "doğal seleksi-
            yon" mekanizmasına bağlamıştı. Bu mekanizmaya verdiği önem,
            kitabının isminden de açıkça anlaşılıyordu: Türlerin Kökeni, Doğal
            Seleksiyon Yoluyla...
              Doğal seleksiyon, doğal seçme demektir. Doğadaki yaşam mü-
            cadelesi içinde, doğal şartlara uygun ve güçlü canlıların hayatta ka-
            lacağı düşüncesine dayanır. Örneğin yırtıcı hayvanlar tarafından
            tehdit edilen bir geyik sürüsünde, daha hızlı koşabilen geyikler ha-
            yatta kalacaktır. Böylece geyik sürüsü, hızlı ve güçlü bireylerden
            oluşacaktır. Ama elbette bu mekanizma, geyikleri evrimleştirmez,
            onları başka bir canlı türüne, örneğin atlara dönüştürmez.
              Dolayısıyla doğal seleksiyon mekanizması hiçbir evrimleştirici
            güce sahip değildir. Darwin de bu gerçeğin farkındaydı ve Türlerin
            Kökeni adlı kitabında "Faydalı değişiklikler oluşmadığı sürece doğal se-
            leksiyon hiçbir şey yapamaz" demek zorunda kalmıştı. (Charles Dar-
            win, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard
            University Press, 1964, s. 189)


              Lamarck'ın Etkisi
              Peki bu "faydalı değişiklikler" nasıl oluşabilirdi? Darwin, kendi
            döneminin ilkel bilim anlayışı içinde, bu soruyu Lamarck'a dayana-
            rak cevaplamaya çalışmıştı. Darwin'den önce yaşamış olan Fran-
            sız biyolog Lamarck'a göre, canlılar yaşamları sırasında geçirdikle-
            ri fiziksel değişiklikleri sonraki nesle aktarıyorlar, nesilden nesile
            biriken bu özellikler sonucunda yeni türler ortaya çıkıyordu. Ör-
            neğin Lamarck'a göre zürafalar ceylanlardan türemişlerdi, yüksek
            ağaçların yapraklarını yemek için çabalarken nesilden nesile bo-
   178   179   180   181   182   183   184   185   186   187   188