Page 184 - Kuran'ın Bazı Sırları
P. 184
182 KURAN'IN BAZI SIRLARI
yunları uzamıştı. Darwin de benzeri örnekler vermiş, örneğin Tür-
lerin Kökeni adlı kitabında, yiyecek bulmak için suya giren bazı ayı-
ların zamanla balinalara dönüştüğünü iddia etmişti. (Charles Dar-
win, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard
University Press, 1964, s. 184) Ama Mendel'in keşfettiği ve 20.yüz-
yılda gelişen genetik bilimiyle kesinleşen kalıtım kanunları, kazanıl-
mış özelliklerin sonraki nesillere aktarılması efsanesini kesin ola-
rak yıktı. Böylece doğal seleksiyon "tek başına" ve dolayısıyla tü-
müyle etkisiz bir mekanizma olarak kalmış oluyordu.
Neo-Darwinizm ve Mutasyonlar
Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için 1930'la-
rın sonlarında, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha yaygın is-
miyle neo-Darwinizm'i ortaya attılar. Neo-Darwinizm, doğal se-
leksiyonun yanına "faydalı değişiklik sebebi" olarak mutasyonları,
yani canlıların genlerinde radyasyon gibi dış etkiler ya da kopyala-
ma hataları sonucunda oluşan bozulmaları ekledi.
Bugün de hala model bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilme-
lerine rağmen, Darwinistlerin savunduğu neo-Darwinizm'dir. Te-
ori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün, bu canlıların,
kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organlarının "mu-
tasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonucunda
oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık bir
bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler,
aksine her zaman için canlılara zarar verirler.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sa-
hiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki an-
cak zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöy-
le açıklar:
Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak
meydana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik, mu-