Page 35 - Tuğba Zengin
P. 35
Mutfakta Bir Gün
Fatma Betül Tak
Birbirine paralel iki tezgâhı olan küçük bir mutfaktı. Beyaz
dolapları siyah ankastreler tamamlıyordu. İki tezgâhın arasında
krem rengi bir halı seriliydi. Kapının tam karşısındaki camın hemen
altında küçük beyaz bir masa, yanında ise iki küçük tabure
duruyordu. Yarım açık pencereden hafif bir esinti ve araba sesleri
geliyordu. Ilık bir sonbahar günüydü. Camdan dışarı baksanız
ağaçların yavaş yavaş yapraklarını döktüğünü, tabiatın sarıya
büründüğünü görebilirdiniz.
Annem evde olmadığı için kahvaltıyı hazırlamak bize
düşmüştü. Uzun bir süre dil dökmenin sonucu ablamı pizza yapmaya
ikna etmiştim. Canlı dersler bittikten sonra ikimizde mutfaktaydık.
Ben internetten tarife bakarken ablam da hamuru için saydığım
malzemeleri tezgâha yerleştiriyordu. Nihayet bütün malzemeler
hazırdı. Tarifte elenmiş un yazıyordu, o yüzden ablam unu elemeye
başladı. Ben de denemek istediğimi söyleyerek ondan eleği aldım ve
çok kısa bir süre sonra neden olduğunu anlamadığım şekilde elek
kırılıverdi. Çok sert bastırmamıştım ya da onu kıracak herhangi bir
hareket yapmamıştım. Ama bu durum ablam için pek sıkıntı olmadı
ve kırık elekle unu elemeye devam etti.
Kısa bir süre sonra hamurumuz hazırdı. Ama bir terslik vardı
bu işte. Bizim yaptığımız hamur ile tarifteki hamurun hiçbir alakası
yoktu. Hamur sürekli elimize yapışıyor ve çıkmıyordu. Bizde unun az
geldiğini düşünerek biraz daha ekledik, ama bu da yeterli olmadı ve
biraz daha, biraz daha, biraz daha… Derken tarifte yazanın üç katı
35