Page 33 - Tuğba Zengin
P. 33
Papağanım Papi
Enes GÖNÜLLÜ
Çok soğuk bir Kasım günüydü. Sarı duvarlı, beş katlı bir binada
oturuyorduk. Burası, araba seslerinin gürültüsünün eve duyulduğu
bir apartmandı. Pandemi dönemi olduğu için fazlasıyla sıkılıyordum.
Evde çokça kaldığımdan kilom artmış, saçlarım epey uzamıştı.
Yeniden eskisi gibi okulların açılmasını hayal ediyordum. Çok
sabırsızlanıyor ve bir şekilde oyalanmaya çalışıyordum. Televizyon
izliyorum, ödev yapıyorum ve kitap okuyordum fakat zaman geçmek
bilmiyordu.
Bu günlerin en iyi yanı babamın sözünü verdiği gibi benim için
kuş edinmesiydi. Sultan Papağanı türündeki tatlı kuşuma sonunda
kavuşmuştum. Papağanımın gri kanatları, sapsarı tüyleri, kırmızı
yanakları, boynunda adeta gri bişr kolyesi vardı. Başlarda hırçın
davranışları sebebiyle beni korkutmuştu ve bu durum bana ona
bakamayacağımı düşündürmüştü. Ama sonralarda birbirimizle
alıştık ve iki yakın dost gibi olduk. Onun ismini ‘‘Papi’’ koymaya
karar vermiştik ve ismine alışması çok zaman almamıştı. Ne zaman
Papi desem bana hemen bakıyordu.
Papi'nin babam ile arası hiçbir zaman iyi olmadı. Babamın ona
muhteşem bir kafes ve oyuncaklar yapmasına rağmen bu durum ne
yazık ki değişmedi. Babam ona bambu dallarından salıncak, köprü
tarzı şeyler yaptı hem de kendi elleri ile. Onlarla oynarken onları
kullanırken eğlendiğini görebiliyordum. Hatta babam onu elleriyle
yıkardı, onunla ilgilenirdi, ama Papi nedense hep hırçın olmaya
33