Page 12 - SAYI3
P. 12
CYBORGLAR VE GELECEK
Ampute kavramını daha önce duymuş muydunuz? Cevabınız hayır ise
hemen açıklıyorum. Ampute, vücutta çıkıntı halde bulunan organlardan (Kol,
bacak vb.) bir kısmının veya tamamının kesildiği insanlara denir. Uzvun
kesilme işlemine de ampütasyon denir. Genelde mayına basan savaş
gazilerinde veya trafik kazası geçiren insanlarda görebiliriz.
Bu insanlar diğer herkes gibi hayatına devam etmek zorundalar. Fakat bir
veya birden fazla organlarının eksik olması durumunda maalesef sağlıklı bir
birey kadar rahat hareket edemiyorlar. Bacağını kaybeden birinin merdiveni
çıkması, onun için büyük bir zorluk haline geliyor. Ya da kolunu kaybeden
birinin araç kullanması…
Ampute insanlar için günümüzde çeşitli protezler üretiliyor. Protezin ne
olduğunu da hemen açıklayayım; ampute insanların eksik organlarını
tamamlayan yapay parçalardır. Bu protezler sayesinde bacağı olmayan bir
insan değneklere bağlı kalmadan -bir nebze de olsa- daha rahat hareket eder.
Asla orijinal uzvun yerini tutmaz fakat en azından eksikliğini mümkün
olduğunca az hissettirir. Yoksa orijinal uzvun yerini tutar mı? Gelin bunu bir
inceleyelim.
Ampute olan bir insana dair en eski kanıt 45 bin yıl öncesine dayanıyor. Bilim
insanları; buldukları bir kafatasından, o insanın kollarında bir uzuv eksikliği
olduğunu anlamışlardır. Bir başka kanıt olarak da, 36 bin yıl öncesinde
çizilmiş olan mağara resimlerindeki sakat el baskısı örnek gösterilebilir. Daha
sonraki zamanlara ait olan kanıtlarda ise; New Mexico’da insanların eskiden
kendilerini, tanrıları tatmin etmek için sakatladığı anlaşılmaktadır. Yazılı olan
ilk protez kaydı ise Rig-Veda isimli Antik bir kutsal Hint şiirinde geçmektedir.
Tarih boyunca ampute insanlar (özellikle de doğuştan uzuv eksikliği olanlar),
diğer insanlar tarafından dışlanmıştır. Hatta Aztek hükümdarı Kral
Montezuma II, ampute insanlar için kraliyet hayvanat bahçesinde özel bir yer
yaptırmıştır. Bazı kültürler, ampute olmaktan çok korkmuştur. Çünkü
ölümden sonraki hayatta da öyle olacaklarına inanmışlardır. Bunun için de
eksik olan uzuvları, uzuv sahibi öldüğü zaman yerinden çıkarıp tekrar
gömmüşlerdir. Böylece ebedi hayatında bir bütün olacağına inanmışlardır.