Page 29 - Mimaroba Ortaokulu Dergisi
P. 29
GELECEĞİNİ YAZAN KIZ
Ülkemizin güzel mi güzel bir köyüydü Kiraz’ın yaşadığı
köy. En büyük tutkusu yazı yazmak olan sevimli Kiraz, sürekli
yazı yazar, zamanının büyük bir kısmını bu şekilde geçirirdi.
Yazarken de olayların içinde bulurdu kendini. Köyünde her gün
dağa gider, koyunlarını otlatırken gördüklerini yazıya geçirirdi.
Orada zamanın nasıl geçtiğini anlamazdı. Gün bittiğinde ise
çok üzülürdü çünkü kendi hayal dünyasından çıkıp gerçeğe dön-
mek onu rahatsız ediyordu. Dünyanın en güzel işiydi yazı yaz-
mak ve kimsenin haberi olmamasına rağmen o, bu işi iyi yapı-
yordu.
Yazdıklarının başkaları tarafından okunarak beğenilmeyece-
ğini düşünüp tedirgin olduğu için hikayelerini hep saklardı. Sa-
bahları erkenden kalkıp koyunlarını otlatmak için evden ayrılır,
çıkardı dağlara. Gideceği yere vardığında tüm köyü yukarıdan
gören bir uçurumun yakınında oturur, hikayelerini yazardı. Do-
ğayla iç içe olduğu için genelde doğayı konu alırdı. Köye döndü- böceklerden bahsedecekti. Evde kimsenin görmemesi için kağıtla-
ğünde ise mutlulukla hikayesini okur ve kimsenin göremeyeceği rı çantasına sakladı. Koyunlarını otlatmaya götürdüğü ikinci gün
yerlere saklardı. Her yazdığı hikâye onun için yazarlığa giden her zamanki yerine oturarak devam etti yazısına. Bir yandan da
yolda yeni bir adımdı. yazısının beğenilip beğenilmeyeceğini düşünüyordu. Beğenil-
mezse çok da üzülürdü ama hayallerinin peşinden koşmuş ola-
Kiraz, o akşam odasında yazdığı hikayelerden birini okurken caktı. Üçüncü günün akşamı eve gelmeden yazısını postaya verdi.
bir anda annesi odaya girdi. Kiraz korkudan yazdıklarını yere Postanede çalışan memura, kendisinin oraya gelip bir şey verdiği-
düşürdü. Annesi yerde bir tomar kâğıt görünce: “Kızım, bunlar ni kimseye söylememesini istedi.
da ne böyle?” diye sordu. Kiraz kimseye bir şey belli etmemeye
kararlıydı. Kimse görmeyecekti yazdıklarını. Bu yüzden “Bir şey Heyecanla geçen birkaç haftanın sonunda nihayet sonuçların
değil anneciğim, sadece ders çalışıyordum.” deyince annesi, “Peki açıklanacağı gün geldi. Kiraz heyecanla korkuyu bir arada yaşı-
kızım, yemeğe geç kalma olur mu?” diyerek odadan çıktı. Kiraz yordu. O sabah koyunları otlatmaya gitmeden eve bir mektup
“Tamam anneciğim, geç kalmam, derken bir yanda da yere dü- geldi. Annesi mektubu açtı ve yüksek sesle okumaya başladı.
şürdüğü kağıtları aceleyle toplayıp kaldırdı. Annesi gidince derin “Sevgili Kiraz, yarışmamıza gönderdiğiniz öykünüzle 1. oldu-
bir oh çekti. Az kalsın görecekti annesi yazdıklarını. O anda nuz. Bundan sonraki yazarlık hayatınızda başarılar dileriz.”
yaşadığı korkuyu başka hiçbir yerde yaşamadı ve bir daha böyle Kiraz annesinin okuduklarını duyunca çok mutlu oldu. Hiçbir
bir şey yaşamamak için daha temkinli olacağına kendi kendine şeyden haberi olmayan annesi ona şaşkınlıkla baktı ve “Kiraz
söz verdi. böyle bir şeyi neden bize söylemedin?” dedi. Olan biten her şeyi
bir çırpıda anlattı ailesine. Annesi ve babası onu anlayışla karşı-
Kiraz ertesi akşam okuldan aldığı bir dergiyi okurken gözü-
ladılar. O akşam Kiraz’ın yazdığı bütün hikayeleri çıkarıp oku-
ne bir öykü yarışması ilanı çarptı. İlana göre katılımcılardan dular. Ailesi onu tebrik edince haklı bir gurur yaşadı. Kiraz artık
doğa konulu bir öykü yazmaları isteniyordu. Sevinçten ve heye- daha mutlu gidiyordu dağa ve daha mutlu yazıyordu. Çünkü
candan yerinde duramıyordu. Ama sevinci bir anda tedirginliğe yazdıklarını saklamasına gerek yoktu artık. Korkularını yenmiş
dönüştü. Yazdıklarının beğenilmeyeceğini düşündü. Bir yandan ve tek hedefi olan yazarlık hayalinin peşinden koşmaya başla-
da yarışmaya katılmayı çok istiyordu. Yatağına oturdu, bu yarış- mıştı.
manın kendisi için çok iyi bir fırsat olacağını düşündü. Bir süre
öylece kaldı ve sonunda yarışmaya katılmaya karar verdi. Önün- Aradan yıllar geçti. Küçük Kiraz büyüyüp hedefine ulaş-
de çok güzel bir hikâye ortaya çıkarabileceği üç günü vardı, kor- tı. Her zamanki gibi öykülerinden doğayı eksik etmiyordu. İm-
kularına rağmen bu fırsatı kaçırmamalıydı. zasına gelen her çocuğa da hayallerinin peşinden koşarken kor-
kularının onları engellemesine izin vermemelerini söylüyordu.
Ertesi gün dağa koyunlarını otlatmaya gitti. Hemen ne yaza-
cağına karar verdi. Yazar olmak isteyen bir kızı anlatacaktı öy-
küsünde. Hikayesinde köyünden, koyunlarından, çiçeklerden ve Ayça UYAN 6/C