Page 19 - SAMSUNTOG-AKTÜEL 9.SAYI
P. 19
Erkekler ile alakalı konuya değinecek olursak karşımıza şöyle olaylar çıkıyor. Günümüzde
sayılı bir şekilde karaktere sahip, toplumun genel yapısına göre farklı tarzda giyinen erkek
bireyler için ise toplum bu bireyleri yadırgama, onları dışlama gibi olaylar karşımıza çıkıyor. Bir
başka şekilde ise dış görünüşe göre yargılama, kesin karara varacak şekilde kalıplaşmış
ifadeler bireyleri toplumdan uzaklaştırma gibi adımlar atılıyor. Bir başka durum ise kalıplaşmış
cümleler. Örnek verecek olursak ‘erkekler ağlamaz, hesabı erkek öder, erkek evin direğidir’.
Aslında kalıplaşmış bu cümleler erkeği sadece toplumdan uzaklaştırma, olması gerektiğinden
farklı görünmesi için kendisini zorlamaya itecek hareketlerde bulunmasına yol açıyor. Bir başka
kalıplaşmış cümle ise ‘’ana kuzusu’’ bu cümleyi de kullanınca erkekleri çevresinde ezik bir birey
gibi göstermeye çalışılıyor. Aslında bu durum toplumdan uzaklaştırmak veya ezme
politikasından başka bir şey değildir. Erkeklerin de ev işleri ile uğraşabileceğini, çocuklarıyla
ilgilenebileceğini unutmamalıyız. Bir kadın, çocuğu ile ilgilenince annelik yaptı diyebiliyoruz
ama bir erkek, çocuğuyla ilgilenince yardım etti diyoruz aslında erkek burada babalık yapmış
oluyor. Ya da ev işleri yaptığında bu durum erkeği çok farklı bir konuma getirmez, toplum
içerisinde dalga geçilecek bir konuma da getirmez. Çoğu zaman sosyal medyada karşımıza da
çıkan bir erkeğin duygusal anını görünce onlara yüklediğimiz hitap biçimi ‘’top musun?’’
tarzında oluyor ya da herhangi duygusal bir olay ile karşılaştığımızda ‘’duygusal bir topum’’
cümleleri ile karşılaşıyoruz. Unutmamamız gereken nokta şudur bir erkek ağlayabilir, ev işlerine
yardım edebilir, çocukları ile ilgilenebilir ve duygusal bir yapıya sahip olabilir.
Güçlü olduğu halde güçsüz davranmaktan bıkan her kadına karşılık, savunmasız hissettiği
halde güçlü görünmekten yorgun düşmüş bir erkek vardır. Her şeyi bilmesi gerektiği beklentinin
altında ezilen her erkeğe karşılık, zekasını kanıtlamaya çalışmaktan bıkmış bir kadın vardır.
Aşırı hassas tanımlamasından yıpranmış her kadına karşılık, kibar olmaktan ve ağlamaktan
korkan bir erkek vardır. Erkekliğini kanıtlamanın tek yolu rekabet etmek olan her erkeğe
karşılık, yarıştığında kadınsı olmadığı iddia edilen bir kadın vardır. Mutfak oyuncak setinden
kurtulmak isteyen her kadına karşılık, ona sahip olmayı hayal eden bir erkek vardır.
Reklamların arzularını yönetmesine izin vermemek için direnen her erkeğe karşılık, reklam
endüstrisinin özgüvenine saldırdığı bir kadın vardır. Özgürleşmek için adım atan her kadına
karşılık, özgürlüğe daha kolay ulaşan bir erkek vardır.