Page 20 - SAMSUNTOG-AKTÜEL 9.SAYI
P. 20
Kadınların ve erkeklerin ötekileştirilmesi, ezilmesi konusundan sonra ele alabileceğimiz bir başka
konu ise LGBTI+ bireylerin toplum içinde dışlandığını ve aslında onların da toplumun içerisinde
var olduğunu söylemek gerekir. LGBTI+ diye adlandırılan bireylerin kimler olduğunu anlatmakla
başlarsak sorunlara ve çözümlere daha rahat ulaşabiliriz. LGBTI+ bireyleri çoğumuzun da bildiği
üzere “Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel ve Interseksüel” olarak açılır. Lezbiyen, başka bir
kadına ilgi duyan bir kadın; Gey ise bir erkeğin başka bir erkeğe ilgi duymasıdır. “Biseksüellik” bir
bireyin hem kadına hem de erkeğe ilgi duyma durumudur. “Transseksüel” ise kendini karşı cinse
ait olarak tanımlayan, cinsiyet bilinci doğuştan sahip olduğu fiziksel cinsiyetinden farklı olan
kişilerdir. Doğduğu cinsiyete ait hissetmeyen, yaşı ilerledikçe kendini karşı cinse daha yakın
hisseden transseksüel zamanı geldiğinde fiziksel operasyonlarla ait hissettikleri cinsiyete sahip
olurlar. Son olarak “Interseksüel” ise hem erkeksi hem de kadınsı cinsiyet özelliklerine sahip olan
insanların durumunu olarak belirtilir. Bu tanımlamalardan LGBTI+ bireyleri toplum içerisinde
dışlanma, ötekileştirilme gibi durumlarla karşı karşıya kalıyorlar. Aslında bu bireyler de bizimle
beraber var oldular ve bizimle beraber toplum içerisinde yaşıyorlar. Ama geleneklerden dolayı bu
bireyler tabiri caizse kale surlarının dışında tutuluyor. Bunun sonucunda da kale surlarının dışında
kalanlar sözlü, fiziksel ve psikolojik şiddete açık bir hedef haline getiriliyorlar ve bu durum artık
daha da büyüyerek ölümle sonuçlanabilecek noktaya kadar geliyor. Heteroseksüel olan bireyler
arasında bu durumu sapkınlık ve hastalık olarak adlandırıyor. Ama eşcinsellik bir sapkınlık veya
hastalık değil, bir seçimdir. Kişilerin kendi iradeleriyle kendilerini keşfetmeye başladığı andan
itibaren yaptığı seçimler sonucunda oluşan durumlardır. Heteroseksüel bireyler nasıl kendilerini
keşfetmeye başladığı anda sadece karşı cinse ilgi duyduğunu anlıyorsa eşcinsel bireyler için de
bu durum böyledir ve gayet doğal karşılanması gereken bir sonuçtur. Ama heteroseksüelliğin
sonucunda heteronormative ortaya çıkıyor. Heteronormative ise toplumun 'kabul edilebilir' tek
cinsel yöneliminin heteroseksüellik olduğuna dair inanılan bir kavramdır. Bu bireyler için toplum
içerisinde artık kalıplaşmış çok fazla tanım ortaya konuluyor. Heteroseksüel olan bireylere bile bu
tavırlar veya giyiniş tarzlarından dolayı eşcinsel gözüyle bakılıp dışlama politikası aşamasına
geçiliyor. Örnek verecek olursak kibar, güler yüzlü, yardımsever ve pembe kazak giyebilen bir
erkek toplumun gözünde entel, kendine has tarzı olan ya da saygılı ve görgülü bir insan yerine
gey olarak görülüyor. Çoğu zaman bunlar yanıltıcı genellemelerdir. Aynı şekilde saçı kısa bir
kadının sadece lezbiyen olarak görüldüğünü söylemekte mümkün. Lezbiyen olmayan kadınların
da saçlarını özgürce şekillendirebileceği çoğu kişinin aklına gelmiyor. Bir başka durumda ise
dövme yaptırmayan, saçı kısa olmayan kadının da lezbiyen ya da biseksüel olacağı konusunda
bir fikre sahip olamıyorlar.