Page 105 - Başak dergisi 3. sayı_Neat
P. 105

TARİH NEDİR?


                        İnsan uzun süre tarihin nesneyi olmaya devam ettikten sonra son yıllardaki çalışma-
                larla tarihin öznesi haline gelme yolunda çok önemli adımlar atmıştır. Sıradan insanların baş-
                kaları için sıradan olan yaşamları sıradan insanın etki alanında bulunan insanlar için hiç de
                sıradan değildir. Bu sıradanlık meselesi aşılırsa şayet mikro tarihçilik yöntemleriyle tarihin
                gerçek öznesi insan tarih sahnesinde kendisine daha fazla yer edinebilecektir. Sadece devlet-
                lerin ilişkilerini merkeze alan tarih anlayışı insanları tarihten soğuturken bizim gibi sıradan
                insanların tarih sayfalarında kendilerine yer edinmeleri tarihin sadece dünle ilgili bir çalışma
                olmadığının anlaşılabilmesi için de önemli katkılar sunacaktır.

                        Tarihçi belgelerden hareketle kanıtlanabilir bilgilere ulaşmaya çalışan bir geçmiş za-
                man inşacısıdır. Fakat belge fetişizminden kaynaklı ‘herhangi bir olay belgede yoksa yaşan-
                mışlık da yoktur.’ söylemi sözlü kültür geleneğinden gelen toplumların geçmişleri ile hemhal
                olabilmeleri için pek çok sakıncayı da beraberinde getirmektedir. Oysa bazen söylenemeyen
                söylenmek istenilene ulaştırabilir bizleri. Hermeneutik bir yaklaşım ile olmayandan hareket-
                le olanı hayal gücümüzle birleştirebilmekteyiz kimi zaman. Her şeyden önemlisi ise tarih
                yazanın yaşanılan an’a kendisini taşıyabilmesi gerekmektedir. Yaşadığı dönemden eskiden
                yaşanılan döneme seyahat eden tarihçi bugünden bakarsa geçmişe, geçmişte de bugünü gö-
                rebilir. Oysa insani bir durum olarak zor olsa da yaşanılan döneme empati duyulması değer-
                lendirme hatalarını en aza indirebilecek yöntemlerin başında gelmektedir. Belgede bulunanın
                mutlak doğru olduğunu düşünmek ise başlı başına belge fetişizmden başka bir şey değildir.
                Belgeleri kaleme alanlar da insan olduğu için belgeleri kaleme alırken hissettiği duygu ve
                düşüncelerine de yolculuk yapmak gerekmektedir.


                        Geçmişin izlerini aramak ve yaşanılan andan geçmişi yeniden inşa etmek son dere-
                ce meşakkatli olsa da geçmişin anlaşılması benzer olaylarda göstereceğimiz tavırlara yön
                vermesi açısından önemli bir uğraştır. Geçmişle bağlantı kurmak bizlere hafızalı varlıklar
                olduğumuzu hatırlatırken bugünkü medeniyetin tek bir uygarlığa bağlanamayacağını, farklı
                uygarlıkların katkılarıyla oluştuğunu fark ettirir. Bu fark ediş hali bizleri daha itidalli ve daha
                barış yanlısı yapar. Yaptığımız hataları bizden öncekilerin de yatığını görmemiz kendimize
                yeniden güven duymamıza yardımcı olur. Ortak bir mazinin varlığının anlaşılması milli bir
                bilinç gelişimi için fayda sağlayacaktır.
































    104
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110