Page 14 - Başak dergisi 3. sayı_Neat
P. 14
TRT Sanatçısı Ferhat Erdem ile Geleneksel Türk Müziğinin Çağdaş Yorumları ve Genç Yete-
neklerin Keşfi Üzerine
biz yaptık. Gene oralarda sipsi duyuldu. Hem Bursa’da hem Çanakkale’de hem de Ankara’da
programlar yaptık. Çanakkale’de, Anadolu’dan Anzaklara adlı gene senfonik orkestralarla
projeler yaptık. Yani bizzat Çanakkale’de şehitlerimizin olduğu yerde, Anzakların da bizi iz-
lediği böyle konserlerimiz de oldu yani. Ha bu arada TRT de yaptığımız programlar da oldu.
Bizim Burdur bölgesinden çaldığımız gelin alma havalara veya diğer ezgiler gene senfonik
orkestralarla yaptığımız müzikler oldu. Şimdi nereye geleceğim? Yerel bir çalgıyı anlattım.
Çobanları çaldığı çoban çocuklarımın koyunların, keçilerin arkasında koşuşturan yörük ço-
cuklarının çaldığı ezgileri, o bölgenin çalınan ezgilerini tuttuk hem klasik orkestralarla hem
de dünyanın birçok yerinde Arpanatolia olarak konserler verdik. O yerel müzik, o yerel tı-
nılar, o yerel anlayışın, yaşam biçiminin ortaya çıkardığı müzikleri farklı uluslara dinlettik.
Dr. Ramazan ERYILMAZ:
Türkiye genelindeki tüm BİLSEMler gibi Ülker Yörükoğlu Bilim ve Sanat Merkezi
de üstün yetenekli öğrencilerin özel eğitim aldığı bir kurumdur. Bu öğrencilerimiz erken yaş-
larda tespit edilip, bu kurumda eğitim hayatlarına devam etmektedirler. Sanatsal ve akademik
yetenekleri fark edilen bu öğrencilerin özel eğitime tabii tutulması elbette gelişimsel açıdan
büyük bir fırsat. Sizin de müzikal yeteneklerinizin fark edilmesinin ve profesyonel kariye-
rinizin başlamasının ilginç bir hikayesi olduğunu yakın çevremden biliyorum. Bu bağlamda
müzikal yeteneği keşfedilmiş ya da keşfedilmeyi bekleyen çocuklarımıza neler söylemek
istersiniz?
Ferhat ERDEM:
Öncelikle fırsatlar birçok yerde eşit değil ve senin belirttiğin gibi köyde ya da kentte
yaşayan çocuklarımız için de benzer gereksinimler olabilir. Yöremin müziklerini icra etmek-
le beraber ben, Hacettepe Üniversitesi bünyesinde yüksek lisans eğitimi alarak akademik bir
çerçevede yöre müziğimizi inceledim. Akademik bir bakış nasıl olabilir ona baktım. Velile-
rimiz senin de bahsettiğin gibi çocuklarının müzikle uğraşmasını hobi düzeyinde olmasını
arzu edebiliyorlar. Biraz önce söylediğim gibi bu durum yörük ailesi için de geçerliydi. O
da çocuğunun müzisyen olması için sipsi ya da kavalı ile vakit geçirmesi için sıkılmasın
diye ona yardımcı oluyordu. Çocuklarımızın gerek akademik yetenekleri gerek görsel sanat-
lar ve müzik yeteneklerini biz çok iyi bilemiyoruz veliler olarak. Burada öğretmenlerimizin
öngörülerine güvenilmesi gerektiğini ifade etmek isterim. Çocuklarımızın yeteneği ne ise
o yöne doğru yönlendirilmeli; dolayısıyla senin de belirttiğin gibi ilkokuldan üniversiteye
kadar eğitim alarak sonrasında da ülkemizi temsil eden çok iyi müzisyenler çıkıyor. Bunun
arkasının da gelmesi lazım. Güzel sanatlar estetik anlayışı gelişmiş, toplumla barışık insanlar
yetiştirmek amaçlarıyla da benim açımdan önemlidir. Çocuklarımızın müzikle uğraşmasını
bir müzisyen olarak çok arzu ederim. Bunun çocuklarımızın yeteneği olması durumunda
konservatuvar düzeyinde de devam etmesini arzu ederim. Onun ötesinde ki bu benim için
çok önemlidir, hangi meslekle uğraşırlarsa uğraşsınlar, mutlaka müzikle uğraşmalarını iste-
rim, tavsiye ederim. Atatürk’ün hedeflerinden birisi de geleneksel müziğimizi çağdaş araç-
larla yapabilen, müzisyenlerimizin akademisyenlerimizin mükemmel yetişmesiydi. Biz de
bunu istiyoruz. Ülkemiz gelişecekse her alanda top yekün gelişmeliyiz. Hep birlikte bütün
alanlarda gelişmeliyiz. Müzik tarafından bakınca çocuklarımızın küçük yaşlarda gelişmesini
isterim.
14