Page 196 - Bana Kavgayı Öğret Usta Kitabı...
P. 196
yapardı.
O esnada kahvesinden bir yudum alan Hüsnü daha
fazla dayanamayarak Ali’ye:
-Ali sende bir haller var, ne oldu anlat bize? Bu üs-
tünün başının hali, yüzündeki gözündeki morluklar ne?
Kolların bile morarmış bu bileklerindeki ip izimi kelepçe
izimi?
Ali gece başından geçenleri uzun uzun anlattı. Yıldız
ve Hüsnü Ali’nin yaşadıklarını duyunca çok öfkelendiler.
Yıldız dayanamadı ve öfkesiyle:
-Elleri kırılasıcalar seni ne hale getirmişler. Nasıl bir
ülkede yaşıyoruz, insan kaçırma, ölümle tehdit etmek
de nedir. Hele bir de demokrasi, işkenceye sıfır söylem-
leriyle nasıl insanları aldattıklarını görüyoruz. Bu kadar
da çok fazla ama. Sen bugün burada kal, dinlen. Ben
gidip dernektekilere haber veririm. Ben şimdi yatağını
da hazırlarım, sen gider uyursun. İstediğin kadar kal bu-
rada. Biz senin ailen sayılırız.
-Çok sağ ol Yıldız abla, ama ben kahveyi içtikten
sonra sizinle birlikte çıkarım, biliyorsunuz çok işimiz var.
Banyo yapmam bana iyi geldi zaten, az da olsa toparla-
dım. Sizlere daha fazla zahmet vermeyeyim.
-Ne zahmeti Ali, o nasıl söz? Sen bize sağlam la-
zımsın. Seni daha önce de kaçırıp işkence yapmışlardı,
bunlar sana kafayı takmış. Aman kendine dikkat et. Bun-
dan sonra bir yere giderken tek gitme sakın. Belki ya-
194