Page 94 - TEKNOLOJİ VE TASARIM 8.SINIF
P. 94
TEKNOLOJİ VE TASARIM
DOĞADAN TASARIMA
Biyotaklit terihsel anlamda ilk kez 1997 yılında Janine M. Benyus
tarafından yayımlanan “Biomimicry: Innovation Inspired by Nature”
adlı kitabında kullanılmıştır. Tarihsel süreç boyunca da Biyotaklitin
kullanım alanı yaygınlaşarak yenilikçi bir disiplin olmuştur.
Örümcek ağının esnekliği, deniz kabuğunun sağlamlığı, yusufçuk böceğinin havada
asılı kalması gibi birçok canlı davranışı ve özelliği insanları her zaman etkilemiş ve
merak uyandırmıştır. Bunun sonucunda da Biyotaklit kavramı ortaya çıkmıştır.
İnsanlar doğanın bir parçasıdır ve var olduğundan beri her alanda doğayı kullanmıştır. Biyotaklit
doğayı kullanmaktan ziyade onun gibi davranmayı amaçlamıştır. Bu yüzden de daha büyük bir
önem taşımaktadır. Aslında daha sağlam, daha güvenilir, daha işlevsel ve daha az maliyetle
üretim yapmak adına doğanın tasarımlarından etkilenilmektedir.
Yüzyıllardır doğanın düzeni kusursuz bir şekilde işlemektedir. Bu kusursuzluk ortaya çıkan her türlü
problemin kendi içinde çözülmesini sağlamaktan geçmektedir. Doğa kendi içinde bu başarıyı
yakaladıysa onu neden örnek almayalım diye düşünerek ortaya atılmış bir fikirdir.
Abbas ibn Firnas Tarihte kuşların uçma sanatlarını ve kanat yapılarını gözlemleyen ve bu
gözlemler sonucunda oluşturduğu kanatlar ile uçma denmeleri yapan ilk biyotaklitçilerdendir.
Muhteşem deha Leonardo da Vinci’nin (ornithopter) buluşlarında da biyotaklit görülmüştür.
Kuşların kanatlarını ve çırpınışlarını gözlemleyen Vinci, ilk uçan makineyi icat etmiştir. Onu daha
sonra Wright kardeşlerin güvercin kanadından esinlenerek ilk motorlu uçağı uçurmaları izlemiştir.
Biyotaklit kavramının altında, temel kavramlar olarak söylemek gerekirse tasarım, biyoloji, mühendislik ve
pazarlama yatar. O yüzden bu tanımı sadece çözüm odaklı değil de süreç bazında da düşünmek
gereklidir.
90