Page 26 - Bulten86_NET23
P. 26

Makale                                                                                                           Rûmî, 6 Rebîü’l-evvel 604 [30.     yük babası ise bilgin Ahmed        Bahaeddin Veled ‘in Yunan
                                                                                                                                   Doğumu
                                                                                                                                                                                                       felsefesinden kaynaklanan ve
                                                                                                                                                                    Hatibî oğlu Celâleddin Hüseyin
                                                                                                                                   Mevlâna Celâleddîn-i
                                                                                                                                                                    Hatibî, Babası da Muhammed
                                                                                                                                                                                                       akla dayanan bir anlayış içinde
                                                                                                                                                                                                       bulunan bilginleri tenkit etmesi
                                                                                                                                                                    Bahâeddin Veled’dir. [Eflâkî
                                                                                                                                 Eylül.1207]’de İslam kültür ve
                                                                                                                                                                    1953: I/1-2; Sipehsâlâr 1977:
                                                                                                                                                                                                       sonucunda Belh ‘in tanınmış
                                                                                                                                 medeniyet tarihinde önemli
                                                                                                                                                                    17-18] Eflâkî ve Sipehsâlâr
                                                                                                                                                                                                       düşünürlerinden Fahreddin-i
                                                                                                                                 yere sahip olan ve geçmişte
                                                                                                                                                                    Mevlâna’nın soyunun anne
                                                                                                                                                                                                       Râzi ile aralarının açılması ve
                                                                                                                                 Horasan olarak adlandırılan
                                                                                                                                 bölgede; günümüzde de Afga-
                                                                                                                                                                    tarafından da Hz. Ebû Bekir’e
                                                                                                                                                                                                       eddin Muhammed Hârizmşah
                                                                                                                                 nistan sınırları içinde kuzeyde,
                                                                                                                                                                    ulaştığını söylerler ancak
                                                                                                                                                                                                       ‘ın da dahil olmasıdır. [Eflâkî
                                                                                                                                 Özbekistan’ın da güneyinde         tarafından Hz. Ali’ye, baba        bu anlaşmazlığa Sultan Ala-
                                                                                                                                                                    Mevlâna’nın ve Sultan Veled’in
                                                                                                                                                                                                       1953: I/5-9; Sipehsâlâr 1977:
                                                                                                                                 yer alan bir şehir olan Belh’te    eserlerinde, geçmişte büyük        20-21] Muhtemelen onu göçe
                                                                                                                                 dünyaya gelmiştir. [Eflâkî 1953:   önemi olan bu bilgilerden söz      sevk eden hususlardan biri
                                                                                                                                 I/77; Sipehsâlâr 1977: 33]         edilmez, dolayısıyla her iki mü-   de yaklaşan Moğol tehlikesini
                                                                                                                                   Adı                              ellifin de tarikat gayretiyle böy-  sezmiş olmasıdır. Nitekim on-
                                                 Belh, 30.Eylül.1207- Konya, 17.Aralık.1273                                                                         le bir yakıştırmada bulunduğu      ların Belh ‘i terk edişinden kısa
                                                                                                                                   Mevlâna, Mesnevî’nin ön          düşünülebilir.                     bir süre soma şehir Cengiz ‘in
                                                                                                                                 sözünde adının Muhammed                                               orduları tarafından yerle bir
                                                                                                                                 olduğunu belirtir. Dedesinin         Babası                           edilmiştir [Eflâkî 1953: I/17-18].
                                                                                                                                 adı olan Celâleddin de babası        Sultânu’l-Ulemâ Bahâeddin
                                                                                                                                 tarafından verilen ikinci is-      Veled                              Diğer yandan bir başka sebep
                                                                                                                                                                                                       de; Bahâeddin Veled ‘in vaaz
                                                                                                                                 midir. Mevlâna, Rûmî, Belhî,                                          ve sohbetlerinin çevrede geniş
                                                                                                                                 Hudâvendigâr, Hünkâr, Mollâ-         Mevlâna’nın babası Mu-           yankılar uyandırması ve çok
                                                                                                                                 yı Rûm, Mevlevî ve Hz. Pîr ise     hammed Bahâeddin Veled, iki
                                                                                                                                 kendisine sonradan verilen         yaşındayken babası Hüseyin         sayıda seveni olması nedeniyle
                                                                                                                                 lakaplardır. Sultan anlamın-       Hatibî’yi kaybetmiş, Horasan       Horasan sultanının endişelen-
                                                                                                                                                                                                       mesi ve dünya saltanatında
                                                                                                                                 daki Hudâvendigâr lakabını,        sarayında son derecede di-
                                                                                                                                 Mevlâna’nın bilim alanlarındaki    rayetli ve kültürlü bir hanım      gözü olmayan Bâhaeddin Ve-
                                                                                                                                 üstünlüğüne işaretle yine ba-      olan annesinin terbiyesi ile       led ‘in bu durumdan rahatsız
                                                                                                                                 bası vermiştir. [Eflâkî 1953: I/   büyümüştür. Bahaeddin Veled,       olup Belh ‘ten ayrılmak isteme-
                                                                                                                                 77; II/285] Mevlâna lakabı ise;    bir şehzade olmasına rağmen        sidir.
                                                                                                                                 Konya’da henüz ders vermek-        dünya saltanatına istek duy-         1212 veya 1213 ‘te başla-
                                                                                                                                 le meşgul olduğu çok genç          mamış, kendisini ilim tahsiline    yan bu yolculuk Bağdat, Kûfe
                                                                                                                                 yaşlarda kendisine verilmiş;       vermiştir. [Eflâkî 1953: I/4]      yolundan Mekke, dönüşte,
                                                                                                                                 efendimiz veya hazret mana-          Bu çok zeki ve yetenekli genç    Şam, Malatya, Sivas, Erzincan,
                                                                                                                                 larına gelen, bilginler için bir   büyük babası ve Necmeddin-i        Akşehir ve nihayet Karaman ‘a
                                                                                                                                 unvan gibi kullanılan bu hitap     Kübrâ başta olmak üzere Tür-       kadar uzanır [Eflâkî 1953: I/13-
                                                                                                                                 zamanla yalnız ona has ve en       kistan alimlerinden feyiz almış;   22].  Bu uzun yolculuk boyunca
                                                                                                                                 meşhur adı ol muştur. Hünkâr       engin bilgisiyle ün kazanmış ve    konakladıkları her yerde saygı
                                                                                                                                 ve Mollâ-yı Rûm da müderrisli-     nihayet devrin meşhur bilgin       ile karşılanmışlar, bazen yıllar-
                                                                                                                                 ği sebebiyle kendisine verilmiş    ve din adamlarından üş yüz         ca kalmış, vaaz ve dersler ver-
            Beni bu köyden                                                                                                       isimlerdir. Rûmî lakabı ise,       kişi bir gece rüyalarında Hz.      mişler, bu arada, Şehâbeddin-i
                                                                                                                                                                    Peygamber ‘in Bahâeddin Ve-
                                                                                                                                                                                                       Suhreverdi, Ferîdûddin-i Attâr,
                                                                                                                                 Mevlâna’nın geçmişte Diyar-ı
            yabancı tutmayın,                                                                                                    Rûm adıyla anılan Anadolu’ya       led ‘e «Sultânu ‘l Ulema» [Bilgin-  Muhyiddin İbnûl-Arabî gibi
                                                                                                                                                                    ler Sultanı] unvanını verdiğini
                                                                                                                                                                                                       bilgin ve mutasavvıflarla görüş-
                                                                                                                                 yerleşmesi ve hayatının büyük
            sizin köyünüzde                                                                                                      kısmını o tarihlerde Anado-        görmüşler, o günden sonra          müşlerdir.
                                                                                                                                                                    Mevlâna ‘nın babası bu unvan-
                                                                                                                                 lu Selçuklularının başkenti
                                                                                                                                                                                                         Karaman’a Geliş
                                                                                                                                                                    la anılmıştır. [Eflâkî 1953: I/4-5;
            kendi evimi arıyorum.                                             Mevlâna’nın             hayatı                     Konya’da geçirmesi sebebiyle       Sipehsâlâr 1977: 18-20]            altı yaşlarında iken Belh ‘ten
                                                                                                                                                                                                         Mevlâna henüz beş veya
                                                                                                                                 kullanılır. Mevlâna, günümüzde
                                                                            hakkındaki          bilgilerimiz;                    batıda bu adla anılmaktadır.         Belh’ten Göç                     başlayan yolculuk [Eflâkî 1953:
            Her ne kadar                                                    eserlerinde     verdiği     bazı                       Soyu                               Bilginler Sultanı Bahâeddin      I/12,77] yıllar sürer ve nihayet
                                                                                                                                                                                                       o zamanki adı Lârende olan
                                                                                                                                   Mevlâna hem anne hem de
                                                                            ayrıntılara, oğlu Sultan Veled
            düşman yüzlüysem de                                             ’in  İbtidâ-nâme,  Ferîdûn-ı                         baba tarafından bilginler ve       Veled, Belh ‘te çok sayıda müri-   Karaman ‘da bir süre ara ve-
                                                                                                                                                                                                       rilir. Karaman ‘da Subaşı Emir
                                                                                                                                                                    di olan, sohbet ve vaazları halk
                                                                                                                                 sultanlar barındıran asil bir
                                                                            Sipehsâlâr’ın Risâle ve Ahmed
            düşman değilim,                                                 Eflâkî  ’nin  Menâkıbu’l-Ârifîn                      aileye mensuptur. Annesi Belh      üzerinde büyük etki bırakan,       Musa ‘nın yaptırdığı medrese-
                                                                                                                                                                                                       de Bâhaeddin Veled derslerine
                                                                                                                                                                    çevresinde kendisini seven ve
                                                                                                                                 Emiri Rükneddin’in kızı Mü-
                                                                                                                                                                    sayan kalabalık bir topluluk
                                                                                                                                                                                                       devam eder [Eflâkî 1953: 1/22].
                                                                                                                                 mine Hatun’dur. [Eflâkî 1953:
            gerçi Hintçe söylüyorsam da                                     adlı  eserlerine  dayanır.  Bu                       I/78] Babaannesi Horasan           bulunan bir din adamı iken         Mevlâna ‘nın annesi Mümine
                                                                            bilgiler çerçevesinde hayatını,
                                                                                                                                                                    [Sipehsâlâr 1977: 18-19], Belh ‘i
                                                                                                                                                                                                       Hatun burada vefat eder ve
                                                                                                                                 Sultanı Celâleddin Hârizmşah’
            aslım Türk’tür...                                               yan  sayfalardaki  başlıklar                         [Harzemşah]ın kızı Melike-i        terk etmeye karar verir. Bu ka-    bugün Mader-i Mevlâna Türbe-
                                                                            altında vermek mümkündür.
                                                                                                                                                                                                       si olarak bilinen yere defnedilir.
                                                                                                                                 Cihan Emetullah Sultan; bü-
                                                                                                                                                                    rarın nedeni kaynaklara göre;
         24                                                                                                                                                                                                                              25
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31